Bugüne kadar gerek televizyondaki belgesellerde, gerekse internette Seyşeller ile ilgili birbirinden güzel görüntülere tanıklık etmiştim. Turkuvaz renginde bir denizi, bembeyaz kumsalları, palmiyeleri, granit ve mercan adaları ve zengin su altıyla sanki cennetten bir köşe olan bu ülkeyi merak eder olmuştum. Artık gitmek için uygun zamanı kolluyordum. Bir gün çok değerli sanatçı rahmetli Barış Manço’nun gazetede bir röportajını okudum. Kendisi Seyşeller’den övgüyle bahsediyor; özellikle bu ülke insanlarına vurgu yapıyordu. Ona göre insan faktörü bir ülkeye seyahat etme konusunda çok belirleyiciydi. “Seyşeller’e elli defa daha gidebilirim” demesi, ülke halkının ne denli misafirperver, güler yüzlü, iyi niyetli, samimi olduğunu ortaya koyuyordu. İşte bu sözleri gezgin bir sanatçıdan duymak, beni bu ülkeye gitme konusunda bir kat daha teşvik etmişti.

Eşim ve kızımla eylül ayında çıktığım bu sekiz günlük seyahatte, havayolu şirketi olarak Emirates’i tercih ettik. Dubai aktarmalı olarak Seyşeller’in en büyük adası Mahe’ye sabah saat 6.30’da vardık. 115 ada ve adacıktan oluşmuş Seyşeller’de geçireceğimiz dolu dolu 8 günde üç büyük adayı programa almıştım. Zaten bunlar Seyşeller’e gelen herkesin öncelikle görmek istediği, ülkenin en güzel adalarıydı. Yaptığım programa göre, önce Praslin ile La Digue adalarını gezecek, sonra da başkent Victoria’nın bulunduğu Mahe Adası’nda turu tamamlayacaktım. Adalar arasındaki ulaşım sorununu da, Cat Cocos firmasının günün belli saatlerinde düzenlediği feribot seferi ile çözecektim.

Genel Bilgiler   :

*Seyşel Adaları Hint Okyanusu’nda, Kenya ve Tanzanya’nın doğu, Madagaskar’ın kuzeydoğu açıklarında yer alan adalar topluluğundan oluşan bir ülke. Toplam 115 ada ve adacıktan oluşuyor.
*Son verilere göre nüfusu 94 bin. Bazı adalarda yaşam yokken, nüfusun %90 kadarı en büyük ada Mahé’de yaşamını sürdürüyor.
*Farklı etnik kökenli bir halk. Asya, Afrika ve Avrupalı karışımı insanlar. Bu halka kreol adı veriliyor.
*Başkenti Mahé Adası’ndaki Victoria. Dünyanın en küçük başkenti kabul ediliyor.
*Diğer önemli adaları Praslin, La Digue ve Silhouette.
*Adalarda yaşayan halkın %90’ı Hıristiyan Katolik. Az oranda Anglikan ve Protestan var. Hintli, Müslüman ve Çinli topluluklar ise oldukça küçük bir oranı kapsıyor.
*Adalarda İngilizce, Fransızca ve Kreol dilleri konuşuluyor. Halkın evde ve kendi aralarında konuştukları kreol dili, 17. yüzyıl Fransızcasının, Afrika dilleri ve Madagaskar etkisiyle değişim göstermiş hali.
*Para Birimi Seyşeller Rupisi (SCR).  1 Euro = 15,95 SCR (Eylül 2018).
Birçok yerde kredi kartı geçerli.
*Türkiye’den +1 saat ilerde.
*Türk turistler 90 gün boyunca vizeden muaf.
*Elektrik prizleri üç uçlu İngiliz sistemi. Bu yüzden yanınızda adaptör getirmeniz gerekir.
*Çeşme suyu sağlık kriterlerine uygun olsa da, adalardaki küçük marketlerden temin edebileceğiniz şişe suyu kullanmanızda fayda var.
*Turistler için son derece güvenli bir ülke. Suç oranı yok denecek kadar az.
*İklimi tropikal-ekvatorial. Yıl boyu sıcaklık 24-32 dereceler arasında değişiyor.

Seyşeller’e Nasıl Ulaşılır   :

THY’nın İstanbul’dan Mahé Adası’na direk seferi var. Direk uçuş hemen hemen 8 saat sürüyor. Bir de bizim yaptığımız gibi Dubai aktarmalı olarak Emirates Havayolları ile uçabilirsiniz. İstanbul-Dubai uçuşu 4 saat sürerken, Dubai-Mahé Adası uçuşu 4 saat 20 dakika civarında sürüyor. Tabii buna bir de Dubai’deki bekleme süresini ilave edeceksiniz.

Havalimanı’ndan Ulaşım  :

Mahé Uluslararası Havalimanı’ndan başkent Victoria’nın merkezine ya da ferryboat terminaline taksi ile ulaşabilirsiniz. Mesafe yaklaşık 10 km. Bu mesafe için istenen taksi ücreti bir hayli yüksek; 30-35 Euro civarında. Taksiye binmeden önce ödeyeceğiniz ücreti konuşmanız gerekir. Taksimetre açmıyorlar.
Eğer Mahé Adası’ndaki gezinizi son güne bırakacak olursanız, önce feribotla Praslin ya da La Digue adalarından birine geçecekseniz, Cat Cocos’un servisini de kullanabilirsiniz. Kişi başı 10 Euro.

Adalar Arası Ulaşım  :

Mahé, Praslin ve La Digue adaları başta olmak üzere, adalar arası ulaşım hızlı feribot seferleriyle sağlanıyor. Üç büyük ada arasındaki seferlerde Cat Cocos firmasının feribotları çalışıyor. Gün içinde birkaç sefer var. Biletleri internetten kredi kartıyla ya Cat Cocos firmasının kendi sitesinden, ya da Seyferry.com adlı web sitesinden temin edebilirsiniz. Son derece güvenilir. İstediğiniz saatte yer bulmada sorun yaşamamanız için biletleri Seyşeller’e hareket etmeden önce almanızda fayda var; özelikle de Mahé Adası’ndan Praslin ya da La Digue adasına gidecek feribotlar için. Economy Class ve Business Class şeklinde iki farklı bilet mevcut. Mahé-Praslin adaları arasındaki feribot seferinde ekonomik sınıf bilet fiyatı 50 Euro iken, daha kısa bir mesafeye sahip Praslin – La Digue adaları arasındaki feribot ekonomik sınıf biletine 15 Euro ödüyorsunuz.

Adalarda Araç Kiralama :

La Digue Adası hariç, Praslin ve Mahé adalarında araç kiralamak sizin seyahatinizi daha konforlu kılar. Eğer benim yaptığım gibi turla değil de, kendi başınıza Seyşeller’e geliyorsanız, adanız birçok yerini görebilmeniz, farklı plajlarda denize girebilmeniz ve de zaman kaybını en az indirmeniz için araç kiralamanız gerekecektir. Adada özellikle Kia Picanto, Hyundai Grand i10 gibi küçük araçlar en çok talep görenlerin başında geliyor. Günlük kiralama ücretleri vitesli ya da otomatik vites olmak üzere 40-60 Euro arasında değişiyor. Yalnız trafik eski İngiliz sömürgesi olduğu için soldan akıyor.
La Digue Adası’nda ise, diğer adalardan farklı olarak sadece bisiklet kiralayarak bir yerden bir yere ulaşmanız mümkün.

Seyşeller’e Ne Zaman Gidilir  :

Yıl boyu sıcaklığın 24-32 dereceler arasında değiştiği tropikal iklime sahip bu adalar ülkesine gitmek için Ekim-Kasım ve Nisan-Mayıs dönemlerinin en ideal olduğu belirtilir. Çünkü bu dönemlerde yağmur ve rüzgar en düşük seviyeye iner. Ayrıca yüksek sezon sayılan Aralık-Mart dönemine göre daha sakindir ve uygun fiyatlı yer bulmak ta daha kolaydır.

Seyşeller’de Konaklama  :

Buradaki adalarda çok sayıda villa ve lüks otel mevcut. Ama bunun yanı sıra özellikle daha ekonomik pansiyon ve guesthouselar bulunabiliyor. Bu tip ekonomik tesisleri yakalayabilmek için iyice araştırıp gitmeden birkaç ay öncesinde rezervasyon yaptırmak gerekir. Yalnız genel olarak konaklama tesisleri Avrupa ve Asya ülkelerine kıyasla daha pahalı. Buraya seyahat etmeyi düşünenlerin bu gerçeği göz önünde bulundurması gerekir. Ayrıca uygun fiyatlı ve istenen özelliklerde yer bulabilmek için birkaç ay öncesinden rezervasyon yaptırmakta fayda var.

Seyşel Halkı         :

Burada geçirdiğimiz 8 gün boyunca ada halkı tarafından her gittiğimiz yerde çok iyi karşılandık. Son derece sıcak kanlı, güler yüzlü, iyi niyetli ve samimi insanlar. Turistlere karşı da gereken saygı ve ilgiyi fazlasıyla gösteriyorlar.

Seyşeller Tarihi  :

Seyşeller iki asır boyunca önce Fransızlar’ın (1756-1811) ve sonrasında İngilizler’in (1814-1975) kolonisi olmuş. Bu dönemde Afrika’dan köleler getirtilerek buradaki adalarda çalıştırılmışlar. Kölelik kalkınca onların yerini Hintli ve Çinliler almış. Bugün adalardaki etnik, dinsel ve kültürel zenginlik büyük ölçüde o günlerden kalma.
1976’da ise Seyşeller bağımsızlığını kazanmış. Böylece Seyşeller Cumhuriyeti doğmuş.

Seyşeller Ekonomisi   :

En büyük gelir kaynaklarından biri turizm. Bunun dışında adalarda yaşayan halk, tarım ve balıkçılıkla uğraşıyor. Muz, papaya, mango, avokado, hindistan cevizi gibi çeşitli tropikal meyveler yetişiyor. Ama birçok sebze ve meyve de dışa bağımlı durumda. Bugün yiyecekten giyeceğe birçok şeyi ithal ediyor. Başka ülkelere sattıkları kalemler arasında ise vanilya, hindistancevizi yağı, muz, tarçın, ton balığı gibi ürünler var.

Seyşeller’in oldukça pahalı bir ülke olmasının yanı sıra; halkın ekonomik açıdan durumu pek iyi değil. Gelir düzeyleri oldukça düşük.

Seyşeller’de Yeme – İçme  :

Hint Okyanusu’nda olması nedeniyle, buradaki adalar balık ve deniz mahsulleri yönünden çok zengin. Seyşeller’de kingfish, parrotfish, tuna steak gibi çok değişik balıklar yiyebilirsiniz. Her şey taze ve sağlıklı.
Seyşeller’de köri sosu yemeklerde çok kullanılıyor. Körili ahtapot, körili tavuk, körili dana eti gibi lezzetleri var. Karamelize edilerek pişirilmiş muz gibi her yerde bulunmayan bazı tatlar var.
Bunun dışında çok zengin ve özel yemeklerin olduğu bir mutfaktan söz edemeyiz. Burada Fransız ve Afrika mutfaklarının bir tür karışımı olan “kreol mutfağı”nın hakim olduğunu söyleyebiliriz.

Write A Comment

error: