Bir sonraki gün güzergahımız üzerinde Fadiouth Adası vardı. Palmarin’in kuzeyindeki Joal kasabasına ahşap bir köprüyle bağlanan Fadiouth Adasının özelliği, deniz kabuklarından oluşmuş olmasıydı. Doğrusu ben de merak ediyordum bu ilginç adayı. Diğer yerlerde olduğu gibi, yine bu adayı gezerken bir lokal rehber bize eşlik etti. Senegal’deki turlarda, kendi rehberiniz dışında, gezdiğiniz yerlerde lokal rehber alma zorunluluğu var. Bunun nedeni, buralarda yaşayan gençlere iş imkanı sağlamak ve böylece mesleği daha cazip hale getirmek. Bence gayet güzel bir uygulama.
Fadiouth Adası halkının %90’ı Hıristiyan, kalan %10’u ise Müslüman. Kısacası bu durum, büyük çoğunluğu Müslüman olan Senegal’in genel durumuyla çelişiyor. Ama ülkenin her yanında olduğu gibi, burada da Hristiyan ve Müslümanlar arasında çok iyi bir ilişki ve dostluk var. Birbirlerinin bayramlarını bile büyük bir coşkuyla birlikte kutluyorlar. Bugünlerde Hristiyanların Paskalyası için adada kutlama hazırlıkları yapılıyordu.
Kasabanın dar sokaklarında, meydanlarında bir süre dolaştık. Yerler deniz kabuklarıyla doluydu. Bazı evlerin duvarları deniz kabuklarından yapılmıştı. Eskiden sular çekildiğinde nehirden toplanan deniz kabuklarının içini buradan yaşayan halk yer, kabuklarını da yere atarmış. İşte bunun sonucunda zamanla yerler atılan deniz kabuklarıyla dolmuş. Bugün ise durum değişmiş. Halk artık deniz kabuklarını tüketmeyip, başka yerlere satarak ticaretini yapıyor.
Dolaşırken çok sayıda domuz gördüm. Kimi domuzlar uyuklarken, kimileri nehir suyunun çekildiği kısımlarda yiyecek arıyor ya da çamurlu sularda serinliyordu. Kasaba halkının çoğunluğu Hristiyan olunca, domuz yetiştiriciliği ön plandaydı.
Fadiouth Adasında bir de mezarlık ziyaretimiz oldu. Nehir üzerinden geçen bir diğer köprüyle ulaşılan mezarlık, Hristiyanlar ve Müslümanlar için iki bölümden oluşuyordu. Hristiyanların ki daha büyüktü. Asıl ilginç olan ise, mezarların deniz kabuklarından yapılmış olmasıydı. Tepede bulunan mezarlıktan bir ada manzarası hakimdi.