Hiroşima deyince birçok insanın aklına 1945 yılının 6 Ağustos günü saat 8.15’de ABD tarafından atılan atom bombasının düştüğü şehir gelir. Bizim de Hiroşima’ya gelmekteki esas amacımız bombanın düştüğü yerin yakınında yapılmış olan Barış Parkını (Peace Memorial Park) gezmekti. Burada hem barış anıtlarını, hem de bomba sonucu zarar görmüş meşhur kubbeli binayı görecektik. Bunun yanı sıra bize o trajik yılı hatırlatan ve gerçekten tüylerini ürpertecek kadar insanı derinden etkileyen Barış Müzesini (Peace Memorial Museum) ziyaret edecektik.

Shin-Osaka garından sabah erken bir saatte bindiğimiz Shinkansen Hikari ile 1 saat 55 dakikada Hiroşima’ya vardık. Sonrasında Hiroşima garından kalkan kırmızı otobüs bizi kısa sürede Peace Memorial Park’a ulaştırdı.

Hiroşima Barış Parkı 1960’lı yıllarda yapılmış. Bunun için atom bombasının patladığı etki alanı merkezine yakın bir yer seçilmiş. Bu yıkımdan geriye kalan tek yer, Atom Bombası Kubbesi diye bilinen bina olmuş. Sonrasında bu parka bombanın farklı kurbanları için çeşitli anıtlar dikilmiş.

Temmuz ayında Hiroşima’da oldukça sıcak ve nemli bir gün yaşanıyordu. Birçok turist çeşitli ülkelerden bu parkı gezmek için gelmişti. Önce çok iyi düzenlenmiş Kyu-Ota Nehri kıyısındaki parkı gezdik. Buraya çeşitli nedenlerle dikilmiş olan anıtları bir bir gördük. Parkın kuzey girişinde bir Barış Çanı vardı. Onun yakınında burada yakılan on binlerce kişinin külleri bulunuyordu. Biraz ötede çocuklar için bir barış anıtı dikilmişti. Bu anıt bomba atıldığında iki yaşında olan ve bundan zarar görmüş Sasaki Sadako adında bir çocuğun hikayesine vurgu yapıyordu. Bir diğer tarafta Barış Ateşi yanıyordu. Söylenildiğine göre bu ateş ancak dünyadan tüm nükleer silahlar temizlenirse sönecekti. Hemen yan tarafında Tange Kenzo adlı ünlü mimarın tasarımını gerçekleştirdiği, atom bombası kurbanları için yapılmış bir anıt vardı. Üzerindeki yazıtta “barışta kalın, hatayı bir daha tekrarlamayacağız “ diye yazılıydı.

Japonya - japonya.57.jpg

Japonya - japonya.58.jpg

Daha sonra şehrin trajik sembolü olmuş, Atom Bombası Kubbesi (Genbaku Dome) diye adlandırılan binayı görmeye gittik. 1996’da UNESCO tarafından Dünya Mirası olarak deklare edilen bu bina, atom bombası sonucu zarar görmüştü. Sonrasında depremlerden de zarar görerek koruma altına alınmıştı. Bugün bina bombadan sonraki haliyle aynen korunmaktadır. Bu şekilde bırakılmasının nedeni, bombanın korkunç etkilerinin akıldan hiç çıkarılmaması içindir. Bu şekilde nükleer silahların kaldırılması ve sonsuz dünya barışına çağrı yapmaktadır.

Şöyle bir tarihe göz atacak olursak, Amerika Birleşik Devletlerinin atom bombası ile ilgili Araştırmalarına 1939’da başladığını görürüz. Bomba üretimine 1942’de girişilmiş. İlk deneme ise 16 Temmuz 1945’de yapılmış. Sonrasında da malum trajik olay meydana gelmiş. Yaklaşık 3 metre uzunluğunda, 4 ton ağırlığındaki atom bombası şehrin 600 metre üzerinde patlamış. O gün ilk kez atılan atom bombası bebek, genç, yaşlı kadın, erkek dinlemeden yüz binlerce can almış. 2 kilometre civarına kadar her şeyi yok etmiş. Etkisi ise 4 kilometre civarına kadar yayılmış. Asıl kalıcı etkiyi ise patlamadan birkaç dakika sonra başlayan yağmur gerçekleştirmiş. Yağmur ile tüm radyoaktif serpinti bölgeye inmiş. Saniyelerle ölçülebilecek zaman diliminde Hiroşima’yı yok eden bu korkunç bombanın bilançosu ise yaklaşık 140 bin ölü.
Amerika Birleşik Devletlerinin Hiroşima’yı seçmesinin nedenlerinden biri de, Amerikan askerlerinin bulunduğu hiçbir esir kampının olmamasıydı.

Buradan ayrılmadan önce, son olarak Barış Müzesini ziyaret ettik. Parkın son bölümünde, sol tarafta yer alan müze, kronolojik olarak yapılmış açıklamaları ve fotoğraflarıyla çok güzel bir şekilde düzenlenmişti. Bombanın sonuçları, ölenlerin ve yaralananların fotoğrafları, videoları ve yine ölenlerin kişisel eşyalarıyla anlatılmaktaydı.
Bombanın etkilediği 2 kilometrelik alanda hemen hemen herkes ölmüş ve her şey yıkılmıştı. 3-4 kilometrelik etki alanlarında ise kimi yıkımlar ve yaralanan insanlar söz konusuydu.
Müzeyi ziyaret eden çok sayıda insanın etkilendiği bir gerçekti. Gezerken bazı insanların göz yaşlarını tutamadığına, kimilerinin de daha fazla dayanamayıp müzeden çıktığına şahit oldum.

Müze iki binadan meydana geliyordu. Main Building (Ana Bina) ve East Building (Doğu Bina). East Building 2016 Ekim ayına kadar kapalı olduğundan, orayı gezemedik. Bizim gezdiğimiz Main Building’te ise 2016 Ekim ayından itibaren yenileme çalışmaları başlayacaktı. Bu nedenle 2018 Temmuz ayına kadar kapalı kalacaktı.

Müze saat 8.30-18.00 arası gezilebiliyor. Sadece Ağustos ayında saat 19.00’a kadar açık kalıyor. Kış döneminde ise saat 17.00’de kapanıyor. Çocukların ücretsiz olarak girebildiği müzeye kişi başı 500 JPY (2016’da) ödenerek giriliyor.

Hiroşima’da Ulaşım  :

Şehir içinde bir yerden bir yere ulaşmak için, gideceğiniz yere göre Kırmızı ya da Yeşil Otobüsleri kullanabilirsiniz. Bizim gibi JR Pass’ları olan turistler bu otobüslere binerken ücret ödemiyor. Her iki otobüs belli bir güzergah takip ediyor ve belli duraklarda duruyor. Her iki otobüs de duraklardan yarım saatte bir geçiyor. Yalnız trafikten ötürü bazen gecikmeler yaşanabiliyor.

Hiroşima’ya trenle gelecekler, hemen garın önünden kalkan kırmızı ya da yeşil otobüsten herhangi birine binebilirler. Farklı güzergahları izleseler de, her ikisinin geçtiği bazı duraklar var. Bunlardan biri de Barış Parkı (A Bomb Dome durağı).

Hiroşima’da Yeme – İçme  :

Hiroşima’da öğle yemeğini şehrin en iyi deniz ürünleri restoranlarından biri olan Suishin’de yedik. Yemeklerin lezzeti çok iyiydi. Burada suşi, saşimi, tempura, istiridye tercih edebilirsiniz. Balık ve deniz ürünlerini tercih etmeyenler için tavuk gibi başka yemeklerde var. Fiyatlar biraz yüksek ama Japonya’nın pahalı bir ülke olduğunu düşünürsek böyle iyi bir restoran için normal olduğunu söyleyebilirim.

Japonya - japonya.59.jpg

Miyajima  :

Hiroşima’ya kadar gelmişken, şehre 27 kilometre uzaklıktaki Miyajima’yı gezmeden olmaz. Japonya’nın en güzel manzaralarından birine sahip olan Miyajima, UNESCO Dünya Mirası Listesi’ndeki Japonya’nın Şinto Mabedi İtsukushima’nın meşhur Torii Kapısı’na ev sahipliği yapmaktadır.

Buraya ulaşmak için önce Hiroşima tren garından Miyajima’ya giden trene biniyorsunuz. 20 dakikalık bir tren yolculuğu sonrası ulaştığınız Miyajima tren garından çıktıktan sonra, tam karşıdan kalkan feribotla 10-15 dakika içinde İtsukushima Tapınağı’nın bulunduğu adaya ulaşıyorsunuz. Adaya ulaştıktan sonra iskelenin sağında kalan tapınağa çarşı içinden ya da sahilden yürüyerek on dakikada varılıyor.

Japonya - japonya.60.jpg

Japonya - japonya.61.jpg

İtsukushima Mabedi 593 yılında bir koyun üzerinde kurulmuş. Çevresi yemyeşil tepelerle çevrili. En iyi görüntüsü yüksek gelgit döneminde gerçekleşiyor çünkü buradaki tüm yapılar denizin içinde kalıyor. Tapınağın deniz üzerindeki yüzen meşhur Torii Kapısı, Japonya’nın en çok fotoğrafı çekilen yapılarından biri. Ahşaptan yapılmış 16 metre yüksekliğindeki bu yapı 1875’den kalma.

Biz gezerken denizin suları çekilmiş olduğundan, Torii Kapısının yanına kadar gelebilmiştik. Yalnız yerler epey çamurluydu.

Write A Comment

error: