Hydra öteden beri gitmek istediğim bir Yunan adasıydı. Güzelliği ile ilgili metnini daha önce duymuştum. Ege Denizi’ndeki bu küçük ada, ünlü şarkıcı Leonard Cohen’in adası olarak ün yapmıştı. Söylenildiğine göre Leonard Cohen büyük aşkı Marianne ile burada tanışmış ve birlikte on yıla yakın bir süre büyük bir aşk yaşamışlardı. Bazı şarkılarının sözlerini de burada bulunduğu dönemde yazmıştı. Ayrıca ünlü sinema sanatçılarının, jet sosyetenin de uğrak yeri olmuştu bu güzel ada. Ama tüm bunlar benim için önemli değildi. Benim için esas olan adanın birbirinden güzel taş evleri, daracık sokakları, konumu, şahane koyları, tertemiz denizi, lezzetli yemek yiyebileceğim restoranları ve kafeleriyle görmeye değer güzellikte olmasıydı.
Adaya Atina’nın Pire Limanı’ndan (E 8 rıhtımı) kalkan hızlı feribot ile 1 saat 10 dakikada ulaştık. Adada daha fazla zaman geçirebilmek için saat 8.30’da kalkan feribotu tercih ettik. Dönüşü ise 20.05’de kalkan son feribotla yaptık. Buraya Blue Star Ferry adlı firmanın tekneleri gidiyor. Metroyla Pire’ye geldiğinizde (son durak) bilet gişesi hemen orada. Ama yazın yer bulmak bir hayli zor olduğundan, daha önceden biletinizi internetten almanızı tavsiye ederim. Feribot bilet ücreti gidiş-dönüş 60 euro.
Adada güzel olan bir şey de, ada içinde araba, motor bulunmaması ve plajlara ulaşımın sadece teknelerle sağlanabilmesi. Adadaki eşeklerden turistlerin valizlerini ve başka yükleri taşımada yararlanılıyor.
Feribottan indiğinizde sahil boyunca kafe ve restoranlar sıralanmış. Bunlardan birine oturup kahvaltı edebilir ya da bir şeyler içebilirsiniz. Bunlar içinde iskeleye yakın olan İsalos’u öneririm.
Adanın çevresindeki plajlara feribot iskelesinin biraz ilerisinden kalkan taxi boatlarla ulaşabilirsiniz. Yaptığım araştırmaya göre Agios Nichalaos, Vlyhos, Bisti ve Mandraki adadaki en beğenilen plajlar. Bunların bazılarına ulaşmak 30 dakikayı bulabiliyormuş. Biz en yakın olan ve adanın tek kum plajına sahip Mandraki Beach’i tercih ettik. Buraya taxi boat ile 7-8 dakikada ulaştık. Kişi başı gidiş-dönüş ücreti 8 euro. Tekneler plajlara devamlı gidip geliyor. Yürüyerek gitmek isteyenler adanın merkezine 2,5 km kadar mesafedeki bu plaja sanırım 30-40 dakika gibi bir sürede ulaşabilirler. Denize girmek için buradaki Mandraki Beach Resort’u tercih ettik. Şemsiye+ şezlong+ havlu ve bir şişe su için kişi başı 10 euro ödedik. Öğle yemeğini isterseniz buradaki tesiste yiyebilirsiniz. Biz hemen biraz ilerideki küçük koya bakan bir lokantayı tercih etmiştik. Ahşap masa ve sandalyeleriyle şirin ve konumu güzel olan bir mekandı. Sahibi de buraya Türkiye’den göç etmiş bir Yunanlıydı. Gerek yediğimiz balık ve deniz ürünlerinden, gerekse servisten memnun kaldık.
Hydra Adası’nda sadece plaja gidip denize girmek bence doğru olmaz. Bu adanın daracık kaldırım taşlı sokaklarında dolaşmanız gerekir. Yarım ay şeklinde konumlanmış olan ada, basamak basamak yukarıya doğru çıkan taş evleriyle keşfedilmeyi kesinlikle hak ediyor.