La Digue Adası Praslin’e oldukça yakın; hemen hemen 3 kilometre kadar. Buraya feribotla 15 dakikalık bir sürede ulaşıyorsunuz. Biz saat 10.00’da kalkan feribotla adaya geldik. Feribot için ödediğimiz ekonomik sınıf bilet ücreti kişi başı 15 Euro idi.
Seyşeller’in bu üçüncü büyük adası Praslin’e göre çok daha küçük; 10 km2 kadar. Adada 2 bin kişilik bir nüfus yaşıyor.
Üç gece konaklayacağımız Kot Babi adlı tesis feribot iskelesine yürüyerek 5 dakika mesafedeydi. Zaten konaklama tesisleri ve restoranların çoğu La Passe adı verilen adanın merkezinde toplanmıştı.
Adada ulaşım bisiklet ile sağlanıyor. Bu küçük adada bir yerden bir yere ulaşırken 7’den 70’e herkes bisiklet kullanıyor. Bu nedenle çok sayıda bisiklet kiralayan firma var. Bunun dışında birçok konaklama tesisi de müşterilerine bisiklet kiralama hizmeti sunuyor. Adada günlük bisiklet kirası olarak ödenen ücret 150 SCR. Fakat bisikleti birden fazla gün için kiraladığınızda, günlük olarak ödeyeceğiniz ücret 100 SCR’ye düşüyor. Biz de kaldığımız Kot Babi’den üç gün için birer tane bisiklet kiralayarak adayı gezdik. Bundan da bayağı keyif aldık. Bizim için değişik bir deneyim oldu. Arada inişli çıkışlı yollar olsa da, bisiklet kullanmak gayet rahattı.

seyseller - 15.jpg

La Digue Adası Anse Source d’Argent başta olmak üzere çok güzel kumsallara sahip. Zaten turistler de bunun için geliyor. En önemli gelir kaynağını turizm oluşturuyor.
Kot Babi’deki odamıza yerleştikten sonra, bisikletleri kiralayarak merkezin 3 km kadar güney sahilinde kalan Anse Source d’Argent plajına doğru yola koyulduk.

*Anse Source d’Argent   :

Adanın tartışmasız en güzel plajı. Bu yüzden buraya gelen herkesin ilk tercihi bu plaj oluyor. Seyşel Adaları’nı anlatan fotoğrafların büyük çoğunluğu bu plajda çekilmiş. Ayrıca burası dünyanın en çok film ve reklam filmi çekimi yapılan plajı olarak biliniyor.

Anse Source d’Argent’ın en tipik özelliği ise dev granit kayalıkları. Bu kayalıklar plaja çok güzel görünüm kazandırıyor. Size kendinizi bakir, gizemli bir adada olduğunuzu hissettiriyor. Bu plajda şnorkel yapma imkanı da var. Şnorkel yaparken büyük balıklara da rastladık.

Anse Source d’Argent plajının bulunduğu L’Union Estate Milli Parkı’na her girişte kişi başı 115 SCR ödüyorsunuz. Biz üç gün kaldığımız La Digue Adasındaki iki günümüzü çok hoşumuza giden bu plajda geçirdik. Bu plaja her seferinde bisikletle gidip geldik. Bir keresinde de tam plajdan ayrılacağımız sırada şiddetli bir yağmura yakalandık. Öğle yemeğini yediğimiz plaj çıkışındaki salaş restoran Lanbousir’de yağmurun geçmesi bekledik. Ama yağmur durmayınca, yağmur altında adanın merkezine kadar pedal çevirmek zorunda kaldık. Aralıksız yağan yağmur akşam saat 20.30’da, tam altı saat sonra durdu. İlk kez Muson yağmurlarına denk gelmiştik. Bizim için hiçbir zaman unutamayacağımız bir gün olmuştu.

seyseller - 16.jpgseyseller - 17.jpgseyseller - 18.jpgseyseller - 19.jpg*Anse Severe – Anse Papates  :

Adadaki ikinci günümüzün sabah bölümünde, La Passe’ın kuzeyindeki Anse Severe ve onun biraz ilerisindeki Anse Patates’e gittik. Anse Severe’in uzun bir kumsalı var. Deniz sığ; şnorkel yapılabiliyor.

seyseller - 20.jpg seyseller - 21.jpg

Anse Papates ise adanın en kuzeyinde yer alan küçük bir plaj; güzel bir koyda.

seyseller - 22.jpg seyseller - 23.jpg

Adanın doğu sahilindeki Grand Anse – Petite Anse ve Anse Coco, güzel plajlar olmalarına karşın, buralardaki tehlikeli sayılabilecek akıntı ve dalgalar nedeniyle denize girilmesi önerilmiyor.

La Digue Adası’nda Yeme – İçme   :

Adada geçirdiğimiz üç gün boyunca, öğlenleri “takeaway” tarzı küçük mekanlarda uygun fiyatlı yemeklerle karnımızı doyururken; akşam yemeği için tercihimiz iki gün boyunca adanın merkezindeki Chez Marston adlı restoran oldu. Fiyatları makul olan bu yerde burger, pizza, pasta ve hem uluslar arası, hem de kreol tarzı mutfağa has balık, tavuk gibi değişik lezzetleri bulabiliyorsunuz. Ana yemek fiyatları 200-250 SCR civarında.

Anse Source d’Argent plajına gidip orada öğlen bir şeyler yemek isteyenler, plajdaki tek restoran Lanbousir’i tercih edebilirler. Barbeküleri oldukça lezzetli. Servis hızlı.

Bir diğer önereceğim restoran ise adanın merkezindeki deniz mahsullerinin ağırlıklı olduğu Fish Trip.

Write A Comment

error: