Filipinler seyahatimiz başkent Manila’dan başladı. Havalimanından tarihi kent merkezindeki otelimize Grab Taxi ile gittik. Fazla yoğun bir trafik olmamasına rağmen, 13-14 kilometrelik yolu ancak 30 dakikada alabildik. Bu süre için ödediğimiz ücret 240 Filipin Pesosu.Trafiğin durumuna göre, ödeyeceğiniz ücret taksiye bineceğiniz anda görevli tarafından size durakta bildiriliyor. Her şey çok güzel planlanmış. Bu arada farklı bir taksiyle giderseniz, taksimetre açarlar ama daha fazla ücret ödeyebilirsiniz. Grab Taxi en güvenilir ve en ucuz olanı.
Manila’ya 2,5 gün ayırmıştık. Yalnız bunun bir gününü, Manila’ya hemen hemen iki saat mesafedeki meşhur Taal Volkanı’nın bulunduğu Targatay gezisi ile değerlendirecek; ya da farklı bir noktada yer alan, yine Manila’ya iki saat mesafedeki Pagsanjan Şelaleleri turu yapacaktık. Bizim seçimimiz son günümüzü ayırdığımız Targatay oldu.
Eğer bir çevre gezisi düşünmüyorsanız, Manila için bir ya da iki gün yeterlidir.
Manila 15 milyona yakın nüfusuyla Asya kıtasının en büyük şehirlerinden biri. Dünyanın da en kalabalık şehirlerinden biri. Trafiğin şehrin her yerinde yoğun olduğu kaotik bir şehir. Asya kıtasında gezdiğim diğer şehirlerle karşılaştırdığımda, onlar kadar güzel ve ilginç değil. Bunun nedeni de, 2.Dünya Savaşında yaşanan Japon işgali sırasında, çok fazla bombalanan Manila’nın bir hayli hasar görmesi. Kısacası şehir eski güzelliğini kaybetmiş. Ama yine de başkent olması ve barındırdığı tarihi eserleriyle en az bir gün kalmayı hak ediyor.
Manila’nın görülmesi gereken en önemli kısmı, “Intramuros” adı verilen, eskiden surlar içinde bulunan eski şehir. Zamanında İspanyollar dışarıdan gelebilecek olası saldırıları engellemek amacıyla bu surları örmüşler. Bu surlar içinde kalan eski kent tamamen İspanyol mimarisini yansıtmaktadır.
Bir de finans ve iş merkezlerinin, lüks alışveriş yerlerinin, şık otel, restoran ve kafelerin yer aldığı gökdelenlerle dolu modern Makati semtini görmenizi öneririm. Böylece Manila’nin iki yüzünü de görmüş ve şehir hakkında daha iyi bir fikir sahibi olmuş olursunuz. Eski kent merkezinden buraya taksiyle ulaşım sağlayabilirsiniz.
Manila’nın Kısa Tarihi :
Çin, Malay, Japon ve Arap tüccarların karşılaştığı canlı bir ticaret limanı olan Manila, 1571 tarihine kadar Müslümanlar tarafından idare edilmiş. Luzon Adasının batısında konumlanan Manila’ya Müslümanlar tarafından “May Nilad” ismi verilmiş. Çiçek açan su bitkilerinin yetiştiği yer anlamına gelen May Nilad, zaman içinde Manila’ya dönüşmüş.
1521’de Ferdinand Macellan’ın Filipin Adalarını keşfinden 50 sene sonra, Manila Miguel Lopez de Legazpi komutasındaki İspanyollar tarafından ele geçirilmiş ve koloni başkenti olmuş. Daha sonraki zaman içinde Çin ile yapılan ticaret sayesinde epey zenginleşen kent, İspanyol-Amerikan savaşları sonunda, 1898 yılında Amerika’ya devredilmiş.
Intramuros’ta Gezilecek Yerler :
*Fort Santiago :
Surlarla çevrili eski kentin girişini koruyan İspanyolların yaptığı bu kalede, Filipinler’in milli kahramanı Dr.Jose Rizal’in hapis yattığı hücreyi görebilirsiniz. 1896’da Rizal idama buradan götürülmüş. Bir park alanı haline dönüştürülmüş kalenin yanından Pasig Nehri geçiyor.
*San Agustin Kilisesi :
1587-1606 yılları arasında İspanyollar tarafından inşa edilmiş San Agustin Kilisesi, Filipinler’in en eskisi; aynı zamanda 2.Dünya Savaşı’ndaki yıkımdan zarar görmeyen tek yapı. Ayrıca yapı birçok depreme rağmen bugüne kadar iyi korunmuş.
*Casa Manila :
İspanyol kolonyal mimarinin bu güzel reprodüksiyonu San Agustin Kilisesi karşında yer alıyor. İçinde o dönemin eşyalarını barındıran bu müze-evi ücret karşılığı gezebilirsiniz. Arkasında bir çeşmenin yer aldığı güzel bir avlusu, altında da oturup bir şeyler içebileceğiniz bir de kafesi var.
*Manila Katedrali :
İlk kez 1581 yılında inşa edilen katedral, sonrasında günümüze kadar tam yedi kez yıkılmış. Son yapılış tarihi ise 2.Dünya Savaşı sırasında yıkılmasının ardından 1951’de gerçekleşmiş.
*Rizal Park :
Manila’yı keşfetmeye kentin tarihi kısmını oluşturan Intramuros’dan başladık. Öğle yemeğini buradaki Ristorante delle Mitre’de yedikten sonra, eski kentin hemen biraz güneyinde kalan, yürüme mesafesindeki Rizal Park’a geçtik.
Rizal Park, 60 hektarlık büyük bir çim alana yayılmış, içinde ağaçlık alanların, küçük göletlerin, taşla döşenmiş yürüme yollarının yer aldığı; halkın özellikle hafta sonları dolaşarak, çimlere oturup sohbet ederek keyifli vakit geçirdiği hoş bir mekan.
Parka ismini veren Jose Rizal doktor, yazar, şair, ressam gibi birçok meziyete sahip olan bir kişi. Aynı zamanda ülkenin özgürlüğü için mücadele etmiş bir halk kahramanı. 1896’da İspanyol sömürgeciler tarafından kurşuna dizilmiş. Parkın girişindeki Rizal Anıtının biraz ilerisinde, sol tarafta, onun kurşuna dizildiği yeri görebilirsiniz.
Rizal Park akşam da mutlaka ziyaret edilmeli. Parkın tam ortasındaki Dans Eden Müzikli Çeşme’nin renk patlamaları akşam saatlerinde görülmeye değer güzellikte.
Eğer vaktiniz kalırsa, parkın hemen yanındaki ilginç ve geniş bir koleksiyonu barındıran, göz alıcı neoklasik bir yapı içerisindeki Milli Müze’yi de gezmenizi öneririm.
Manila’da Gece Hayatı :
Manila’nın gece hayatı oldukça renkli. Kentin birçok semtinde, özellikle Manila merkez, Makati ve Quezon semtlerinde çok sayıda bar, kafe ve gece kulüpleri var. Bunların çoğunda canlı müzik var. Manila’nın gecesinin gündüzünden daha hareketli, renkli ve keyifli olduğunu söyleyebilirim.
Önerebileceğim yerlerden biri, son gece gittiğimiz Manila merkezdeki Cowboy Grill. Burada hem yemek yiyebilir (pizzaları güzel), hem de arka arkaya sahne alan grupların performanslarıyla keyifli bir gece geçirebilirsiniz. Yalnız Cuma ve Cumartesi akşamları çok kalabalık olduğundan, özelikle saat 21’den sonra boş masa bulmak zor oluyor.
Manila’da Yeme – İçme :
Manila’da yemeklerini başarılı bulduğumuz, fiyatların da gayet uygun olduğu bazı restoranlar vardı. Intramuros’a (Sur İçi) yarım gününüzü ayırdıktan sonra, öğle yemeğinizi bu tarihi kısımdaki Ristorante delle Mitre’de yiyebilirsiniz. Filipin, İtalyan ve İspanyol mutfağından lezzetlerin olduğu bu büyükçe restoranda ana yemek fiyatları 250-400 Php civarında.
Akşam yemeği için önerim, yine Intramuros’taki Casa Manila içinde yer alan Barbara’s Heritage Restaurant. Burada akşam yemeği açık büfe kişi başı 785 Php. Akşam canlı müzik eşliğinde değişik danslar var. Sahne yakınında yer bulmak için önceden masanızı rezerve ettirmeniz gerekir.
Eğer akşam yolunuz Makati semtine düşerse, Greenbelt adlı AVM’nin 3 nolu binasının çevresinde çok sayıda restoran, bar, kafe mevcut. Ortam şık ve nezih. Yalnız fiyatlar kent merkezine kıyasla biraz daha yüksek.
Eğer hızlı yemek yiyebileceğiniz bir fast food zinciri arıyorsanız, Filipinler’de “Jollibee” ye gidebilirsiniz.
Manila’da Alışveriş:
Manila’da alışveriş yapmak isteyenler için Makati semtini öneririm. Buradaki mağaza ve dükkanlarda kaliteli ürünler bulmak mümkün. Beş büyük binadan oluşan Greenbelt Alışveriş Merkezi, giyim başta olmak üzere birçok şeyi bulabileceğiniz bir mekan.
Ayrıca çevrede elektronik üzerine mağazalar da mevcut. Bilgisayar, cep telefonu gibi ürünlerin fiyatları Türkiye’deki fiyatlarla kıyas edildiğinde daha avantajlı.