Perast, Kotor Körfezi’nin en ucundaki küçük bir yerleşim. Kotor’un birkaç kilometre kuzey batısında kalıyor. Burayı görür görmez çok beğendim. Hatta Kotor’a ilk gelişimde nasıl oldu da burayı atlamışım diye hayıflandım. Neyse kısmet bugüneymiş.
Buraya Kotor eski kentin Deniz Kapısı’ndan çıktıktan sonra, surların hemen önünden kalkan Blue Line minibüsleriyle yaklaşık 20-25 dakikada ulaşıyorsunuz.

Perast da, Kotor gibi 1420-1797 yılları arasında Venedik idaresinde kalmış. Bu nedenle bu küçük kasabada Venedik mimarisi hakim. Bu dönem içinde zengin ailelere ait barok saraylar ve kiliseler inşa edilmiş. Zaten bu dönem Perast’ın altın çağı olarak biliniyor.
karadag - 8-PerastPerast taş evleri, kiliseleri, sarayları ve daracık sokaklarıyla mimarisi göz alıcı bir yerleşim. Ama bunun yanında sakin, huzur dolu bir yer. Sahilde dolaşırken kendinizi huzurlu hissediyorsunuz.
Sabah Kotor’u gezdikten sonra, akşamüstü saatlerinde geldiğimiz Perast’ı kısa sürede keşfettik. Gün batımını sahilde bir şeyler içerek geçirmeden önce, hemen karşıda gezmemiz gereken Lady of the Rocks Adası vardı. Bence Perast’a kadar gelen herkesin bu güzel adayı gezmesi gerekir.

Our Lady of the Rocks (Kayaların Meryem’i) Adası, Karadağ’ın en çok fotoğrafı çekilen dört meşhur manzarasından biri olarak biliniyor. Buraya sahilden kalkan motorlu teknelerle beş dakikada ulaşılıyor. Gidiş-geliş için kişi başına ödenen ücret 5 euro. Tekne sizi orada yaklaşık 30 dakika kadar bekliyor. Bu süre içinde bu minik adayı ve buradaki kiliseyi gezebiliyorsunuz. Ayrıca buraya tekneyle gidip gelirken hem adanın, hem de Perast’ın denizden çok güzel fotoğraflarını çekme imkanına sahip oluyorsunuz.
Our Lady of the Rocks Adası karşısında küçük bir ada daha var. Burası turistik ziyarete kapalı olan ve üzerinde bir manastır olan St.George Adası. İçinde manastıra ait bir kilise ve çan kulesi var.
Lady of the Rocks Adası’na gelince, tamamen insan eliyle yapılmış. Günümüzde müzeye dönüştürülmüş hoş bir mimariye sahip kilisenin bulunduğu adanın yapılış hikayesi dini bir nedene dayanıyor. 15. yüzyılda geçen hikaye ise şöyle : Çıktığı seferden dönen denizci, adanın şu an bulunduğu yerde bir Bakire Meryem ikonası bulur. Sonrasında Perast halkı seferden dönen denizciler için bu noktaya gelip taş atmaya başlar. Zamanla biriken bu taşlar bir adacık meydana getirir. Bu gelenek hala 22 Temmuz’da düzenlenen Fasinada Festivali ile yaşatılmaktadır.

Adadaki kilise Bakire Meryem’e adanmış. Kilise ve üzerinde bulunduğu ada bugünkü haline 1630’da kavuşmuş. 1667’de meydana gelen depremde büyük hasar görünce, aslına uygun olarak yeniden inşa edilmiş. Kilisenin oluşmasına neden olan Meryem ikonası mihrabın ortasında yer almaktadır. Zamanında seferden sağ salim dönen denizciler, denizdeki maceralarını gümüş sikkeler üzerine basarlarmış. İşte bu gümüş sikkeler bugün kilisenin duvarlarını süslemektedir.
karadag - 9-Perastkaradag - 10-Perastkaradag - 11-Perast

Write A Comment

error: