Tag

filipinler

Browsing

Asya’nın birçok ülkesini bugüne kadar gidip görmüştüm. Artık sırada giden bazı arkadaşlardan metnini duyduğum Filipinler vardı. Eşim ve kızımla birlikte 2018’in Ocak ayında çıktığım bu yolculukta, adalar üzerine kurulmuş bu ülkeyi keşfederken çok keyifli, unutulmaz anlar yaşadım. Bu yüzden geri döneceğim ülkeler listesine Filipinler’i de ekledim. Bu ülke özellikle doğal güzellikleri, insanı kışkırtacak kadar güzel sahil ve plajları ve de güleryüzlü insanlarıyla bende iz bıraktı.

Her seyahat öncesinde yaptığım gibi, bu seyahatimle ilgili aylar öncesinden bir rota çıkardım. 16 günlük bir süreyi kapsayan rotaya, ülkenin görülmesi gereken en güzel yerlerini dahil ettim. Bu arada İstanbul-Manila gidiş-dönüş uçak biletlerini uygun fiyattan yararlanabilmek için aylar öncesinden satın aldım. Ayrıca Filipinler’de yapacağım dört iç hat uçuşunun biletlerini de temin ettim. Artık geriye gideceğim güne kadar gezeceğim yerlerle ilgili gerekli bilgileri toplamak kalmıştı.

Genel Bilgiler  :

* 2017 yılı verilerine göre yaklaşık 107 milyona varan bir nüfusa sahip. Çok hızlı artan bir nüfus.
* İrili ufaklı 7641 ada ve adacıktan oluşan ülke, 3 ana ada grubuna bölünmüş. Bunlar kuzeydeki Luzon, ortadaki Visayas ve güneydeki Mindanao.
* Başkent Manila. Dünyanın en kalabalık kentlerinden biri, çevresiyle nüfusu 15 milyon civarında.
* Ülkenin resmi dili Filipince ve İngilizce.
* Filipinler, Asya’nın en büyük Hıristiyan nüfusuna sahip ülkesidir. Nüfusun %85’i Hıristiyan; bunların da %76’sı Katolik, %9 kadarı Protestan mezhebinden. Son derece inançlı ve dine düşkün bir toplum. Bu yüzden kiliseler özellikle ayin zamanlarında çok kalabalık oluyor.
* Yönetim Şekli Cumhuriyet. Amerikan modeli üzerine kurulu bir sistem. Halk tarafından seçilen cumhurbaşkanı hem ülkenin, hem de hükümetin başı konumunda. Yasama yetkisini elinde bulunduran Parlamento iki odalı. Millet Meclisi ve Senato’dan oluşuyor. Her iki oda da halk tarafından seçiliyor.
* Para Birimi Filipinler Pesosu         2018’de 1 USD = 51 PHP  / 1 Euro = 61,5 PHP idi.  Dolar ya da euroyu döviz bürolarında ya da bankalarda bozdurabilirsiniz.
* Tropikal İklim hüküm sürüyor. Mart-Mayıs dönemi sıcaklığın en yüksek olduğu yaz ayları. Haziran’dan itibaren yağmurlu döneme giriliyor ve yağışlar Ekim ayına kadar devam ediyor. Bu dönemde güçlü kasırgaların olması muhtemel. Zaman zaman meydana gelen kasırgalar bu ülkede birçok can kaybına ve hasara yol açmış. Kasım-Şubat dönemi ise kuru ve en serin dönem. Yüksek sezon olarak nitelendirilen bu dönemde ülkeyi ziyaret eden turist sayısı artar.
* 30 günü aşmamak suretiyle Türk vatandaşlarından vize istenmiyor.
* Ülkede çeşme suyu içilmiyor. Bu yüzden kapalı şişe su kullanmak hijyen açısından önemli. Yalnız bazı restoran ve kafelerde masaya sürahi ya da bardakta filtre edilmiş su getiriyorlar. Bunu içen birçok turiste rastladım.
* Filipinler Türkiye’den 5 saat ilerde.

Filipinler’e Ne Zaman Gidilir  :

Bence Filipinler’e gitmek için en uygun aylar Ocak ve Şubat. Buna Boracay Adası için Mart ayını da ilave edebiliriz. Bu aylarda hem yağış yok denecek kadar azdır; hem de bunaltıcı sıcaklar yoktur. Ortalama sıcaklık gündüz 28-33 dereceler arasında değişir. Ocak sonunda sadece bir iki yerde çok kısa süreli yağışla karşılaştım. Deniz suyu sıcaklığı da yüzmek için idealdi.

Filipinler’e Nasıl Gidilir    :

THY’nın Filipinler’e İstanbul Atatürk Havalimanı’ndan direk seferi var. Yolculuk yaklaşık 11 saat sürüyor.
Bunun yanı sıra bizim de tercih ettiğimiz Emirates Havayolları’nı kullanabilirsiniz. Akşam saat 20.00 gibi kalkan uçak, önce Dubai’de aktarma yapıyor (İstanbul-Dubai uçuş süresi 4 saat) ve daha sonra oradan kalkan uçakla 8 saat süren bir yolculuk sonrası Manila’nın Ninoy Aquino Uluslararası Havalimanı’na varıyor.

Havalimanı’ndan Kent Merkezine Ulaşım  :

Havalimanı Manila kent merkezine pek uzak değil; yaklaşık 10-13 km kadar güneyinde kalıyor. Ama özellikle işe gidiş ve çıkış saatlerinde Manila’da yoğun bir trafik oluyor. Taksiler bu yolu trafiğin durumuna göre 30 ila 45 dakika civarında katediyorlar.
Gerek tarihi kent merkezine, gerekse diğer semtlere havalimanından ulaşmak için en uygun ulaşım aracı taksi. Yalnız farklı taksi firmaları var. En güvenilir ve en ucuzu Grab Taxi.

Ninoy Aquino Havalimanı’nda toplam 4 terminal var. Bunların 3’ü uluslararası uçuşlar için kullanılıyor. THY – Emirates gibi uçaklar Terminal 3’e iniyorlar. Terminalin 5 ve 6 numaralı kapıları arasında Grab a Car firmasına ait taksi durağı var. İsminizi ve gideceğiniz yeri söylediğinizde, oradaki görevli sizin için taksiyi çağırıyor.

Adalar Arası Ulaşım  :

Adalar üzerine kurulmuş bu ülkede, bir adadan diğerine uçmak için en çok kullanılan ve en iyi havayolu Philippines Airlines. Biz de gerek Manila’dan Bohol Adası’na, gerekse Cebu Adası’ndan Boracay’a uçarken bu havayolunu kullandık. Philippines Airlines Manila’da Terminal 2’yi kullanıyor. Uçak biletini internetteki resmi sayfasından temin edebilirsiniz.
Diğer alternatif havayolu şirketi ise Cebu Pacific Air.

Adalar’da Ulaşım   :

Başkent Manila’da insanlar bir yerden bir yere ulaşmak için daha çok taksi ve kamyonet benzeri halk otobüslerini kullanılırken, Bohol, Boracay, Palawan gibi adalarda ulaşım genelde motorlu tricycle ile sağlanıyor.

filipinler - tricycle.jpg
Filipinler’in Tarihi
    :

Ülke tarihine baktığımızda Filipinler’deki adalarla ilk ticaret yapan yabancıların bundan yaklaşık 1800 yıl önce Çinliler olduğunu görüyoruz.
1521’de ünlü Portekizli denizci ve kaşif Ferdinand Macellan Filipinler’i keşfetmiş. Sonrasında Cebu Adası’ndaki Mactan’da yerlilerle giriştiği savaşta liderleri Lapu-Lapu tarafından öldürülmüş.
1565’te İspanyol kaşif Miguel Lopez de Lagazpi Cebu’da karaya çıktı ve on yıl içinde İspanyollar Filipinler’in büyük kısmında kontrolü sağladılar. Manila 1571’de ele geçirildikten sonra koloni başkenti oldu.
333 yıl (1565-1898) İspanyol sömürgesi olarak kalan Filipinler’in ismi, o dönemki İspanyol Kralı II.Felibe’den gelmektedir.
1898’deki İspanyol-Amerikan Savaşı sonrasında yapılan Paris Antlaşması’na göre, Filipinler Amerika’ya devredildi. Böylece bu tarihten itibaren Filipin halkı Amerikalı işgalcilerle mücadele etmek zorunda kaldı. Bu süre içinde işkencelere, ırkçı cinayetlere ve barbarlığa maruz kaldılar.
II.Dünya Savaşı’nda 1941-1945 yılları arasında yaşanan Japon işgali ülkeye çok zarar vermiş. Bu süreçte Manila büyük hasar görmüş ve 150 bin kadar sivil öldürülmüş.
1946’da ülke bağımsızlığını kazanmış ve Filipinler Cumhuriyeti böylece resmen kurulmuş.
1965 – 1986 yılları arasındaki Ferdinand Marcos döneminde, ülkede yolsuzlukların, baskıların, sıkıyönetimlerin yaşandığı, insan haklarının hiçe sayıldığı otoriter bir rejim hakimdi. 1983’te hükümet karşıtı muhalif lider Ninoy Aquino, havalimanında uğradığı suikast sonucu öldürülmüştür.
1991’de Filipinler Parlamentosu aldığı kararla, ülkedeki Amerika’nın askeri varlığına son vermiştir.

Filipin Halkı     :

16 gün kaldığımız bu ülkede, insanların güleryüzlü, iyi niyetli ve yardım sever olduğunu söyleyebilirim. Turistlere karşı son derece misafirperverler, karşılık beklemeden ilgi gösterip yardımcı olmaya çalışıyorlar. Kaldığımız süre boyunca herhangi bir olumsuz olayla karşılaşmadık.

Filipinliler fiziksel olarak genelde esmer tenli, zayıf ve kısa boylular.

Filipinler’de Yeme- İçme  :

Tarihinde gerek işgallere uğraması, gerekse çevresindeki Asya ülkeleriyle yoğun ticari ve kültürel ilişkiler içinde bulunmuş olması Filipin mutfak kültürünün farklı ülke mutfaklarından etkilenmesine yol açmış. Bu ülke mutfakları arasında ağırlıklı olarak Çin, Malezya gibi Asya ülkelerini, İspanya ve Amerika mutfaklarını sayabiliriz.
Eski bir İspanyol sömürgesi olan ülkede, İspanyol mutfağının lezzetlerinden paella ve tapasları sunan çok sayıda restoran mevcut. Ayrıca İtalya, Meksika, Amerika ve Çin spesialitelerini bulabileceğimiz restoranlara da rastlıyoruz.
Balık ve deniz ürünleri, Filipin mutfağının vazgeçilmezlerinden. Bu lezzetleri sunan çok sayıda restoran var. Ayrıca karides, kalamar, ıstakoz ve yengeç ülkede bolca tüketiliyor. Balık pazarları yanında genelde birkaç masadan ibaret salaş lokantalar var. Eğer isterseniz pazardan seçiminizi yapıp, bu lokantalarda sadece pişirme ücreti ödeyerek uygun fiyata yemek yiyebilirsiniz.
Et olarak daha çok tavuk ve domuz eti tüketiliyor.
Filipinler’de pirinç ekimi çok fazla olduğundan, birçok Asya ülkesi gibi burada da buharda pişmiş pilav, ekmek yerine yemeklerin yanında sipariş ediliyor.
San Miguel Pilsner, ülkede en çok içilen bira. Bir diğer bira markası ise alkol oranı daha yüksek olan Red Horse.

Filipinler’in Ekonomisi   :

Filipinler son yıllarda ekonomik büyüme hızı yüksek olan bir ülke. Tarım ülke ekonomisinde önemli bir yer tutuyor. Filipinler dünyanın önemli pirinç ve hindistancevizi üreticilerinden biri. Balıkçılık ekonomiye katkı veren bir diğer sektör.

Turizmin de ülke ekonomisinde önemli bir payı var. Ülke insanı turistlere karşı son derece duyarlı ve ellerinden gelen ilgi ve misafirperverliği gösteriyor. Filipinler’in doğal güzelliklerini görmek, tertemiz denizinden faydalanmak için her yıl çok sayıda turist bu güzel ülkeyi ziyaret ediyor. Buradaki adalarda dalış meraklıları için de çok sayıda dalış yeri mevcut.
Amerikalı ve Avrupalı turistlerin yanı sıra, Çinliler başta olmak üzere diğer Asya ülkelerinden gelenler çoğunlukta. Özellikle Boracay Adası’nı sanki Çinli turistler istila etmiş gibiydi.

Filipinler işletilmemiş maden rezervleri açısından dünyanın en zengin ülkelerinden biri. Bakır, altın ve çinko rezervleri başı çekiyor.
Sanayi olarak kimyasal ürünler, cam, çimento, demir-çelik ve petrol ürünleri var. Ayrıca gıda sanayi de ekonomide önemli bir yer tutuyor.
Amerika Birleşik Devletleri ve Çin en büyük ticari partnerleri.

Filipinler’deki En Güzel Adalar  :
* Bohol Adası
* Cebu Adası
* Boracay Adası
* Palawan Adası
* Coron Adası

Filipinler’deki UNESCO Dünya Mirasları :
*Baroque Churches of the Philippines
*Tubbataha Reefs Natural Park
*Rice Terraces of the Philippine Cordilleras
*Historic City of Vigan
*Puerto Princesa Subterranaen River National Park
*Mount Hamiguitan Range Wildlife Sanctuary

 

Filipinler seyahatimiz başkent Manila’dan başladı. Havalimanından tarihi kent merkezindeki otelimize Grab Taxi ile gittik. Fazla yoğun bir trafik olmamasına rağmen, 13-14 kilometrelik yolu ancak 30 dakikada alabildik. Bu süre için ödediğimiz ücret 240 Filipin Pesosu.Trafiğin durumuna göre, ödeyeceğiniz ücret taksiye bineceğiniz anda görevli tarafından size durakta bildiriliyor. Her şey çok güzel planlanmış. Bu arada farklı bir taksiyle giderseniz, taksimetre açarlar ama daha fazla ücret ödeyebilirsiniz. Grab Taxi en güvenilir ve en ucuz olanı.

Manila’ya 2,5 gün ayırmıştık. Yalnız bunun bir gününü, Manila’ya hemen hemen iki saat mesafedeki meşhur Taal Volkanı’nın bulunduğu Targatay gezisi ile değerlendirecek; ya da farklı bir noktada yer alan, yine Manila’ya iki saat mesafedeki Pagsanjan Şelaleleri turu yapacaktık. Bizim seçimimiz son günümüzü ayırdığımız Targatay oldu.

Eğer bir çevre gezisi düşünmüyorsanız, Manila için bir ya da iki gün yeterlidir.

Manila 15 milyona yakın nüfusuyla Asya kıtasının en büyük şehirlerinden biri. Dünyanın da en kalabalık şehirlerinden biri. Trafiğin şehrin her yerinde yoğun olduğu kaotik bir şehir. Asya kıtasında gezdiğim diğer şehirlerle karşılaştırdığımda, onlar kadar güzel ve ilginç değil. Bunun nedeni de, 2.Dünya Savaşında yaşanan Japon işgali sırasında, çok fazla bombalanan Manila’nın bir hayli hasar görmesi. Kısacası şehir eski güzelliğini kaybetmiş. Ama yine de başkent olması ve barındırdığı tarihi eserleriyle en az bir gün kalmayı hak ediyor.

Manila’nın görülmesi gereken en önemli kısmı, “Intramuros” adı verilen, eskiden surlar içinde bulunan eski şehir. Zamanında İspanyollar dışarıdan gelebilecek olası saldırıları engellemek amacıyla bu surları örmüşler. Bu surlar içinde kalan eski kent tamamen İspanyol mimarisini yansıtmaktadır.

Bir de finans ve iş merkezlerinin, lüks alışveriş yerlerinin, şık otel, restoran ve kafelerin yer aldığı gökdelenlerle dolu modern Makati semtini görmenizi öneririm. Böylece Manila’nin iki yüzünü de görmüş ve şehir hakkında daha iyi bir fikir sahibi olmuş olursunuz. Eski kent merkezinden buraya taksiyle ulaşım sağlayabilirsiniz.

Manila’dan bir sonraki durağımız Bohol Adası oldu. Manila’nın güneyinde kalan bu adaya Philippines Airlines (Pal Express) ile uçtuk. Uçuş yaklaşık bir saat sürdü. Uçak adanın merkezi olan Tagbilaran’a iniyor. Havalimanına çok yakın olan Tagbilaran limanı çevresindeki bir otelde ya da Bohol Adası’na bir köprüyle bağlanan, yaklaşık 15 km mesafedeki sayfiye yeri Panglao Adası’nda kalabilirsiniz.

Son derece güzel olan bu adaya gelenlerin, yerel bir acenteyle anlaşıp, adada tam gün tur yapmasını öneririm. Biz, Coordinetas Tours and Travel adlı acenteden özel tur aldık ve organizasyonlarından çok memnun kaldık. Tur fiyatı kişi başı 2700 Php idi.

Cebu rengarenk festivalleriyle bilinen bir şehir. Filipinler’in en önemli festivallerinden biri olan Sinulog Festivali, her yıl Ocak ayının üçüncü pazarı burada düzenleniyor. “Santo Nino” (Çocuk İsa) adıyla da anılan bu festival çok renkli görüntülere sahne oluyor. Halk ellerinde İsa’yı sembolize eden bebeklerle yürüyüp, müzik eşliğinde dans ederek festivali kutluyor.

Filipinler’in orta kısmındaki adalardan oluşan Visayas’ın başkenti olan Cebu, Portekizli ünlü denizci Macellan’ın Filipinler’de karaya ilk ayak bastığı yer. Dolayısıyla Filipinler’in de en eski şehri. Trafiğin yer yer yoğun olduğu biraz kaotik bir şehir olmasının yanı sıra, zengin bir tarihi geçmişi olan Cebu’da, görülmesi gereken yerleri yürüyerek yarım günde gezebilirsiniz.

Boracay, bence Filipinler’in en güzel adası. Ada oldukça küçük; yaklaşık 7 kilometre uzunluğunda ve 500 metre genişliğinde. Turistlerin en çok tercih ettiği adaların başında geliyor. Burada her ülkeden turiste rastlayabiliyorsunuz; özellikle Çinliler ve Uzak Doğulular çoğunlukta.

Filipinler’in Boracay ile birlikte en güzel adası. Adanın öne çıkan yeri, kuzey ucundaki El Nido. Bacuit Bay adı verilen dünyanın en güzel koylarından birine sahip. Milyonlarca yıl kireç taşı kayalıklarının yağmur, dalgalar ve rüzgarlarla aşınması neticesinde bu koyda çok sayıda mağara, lagün, gizli plaj oluşmuş. Buraya gelen turistler farklı acenteler tarafından organize edilen tekne turlarından birine katılarak buradaki adaları, lagünleri, mağaraları keşfedip; masmavi tertemiz sularda yüzerek burada bulunmanın keyfini çıkartıyorlar.

error: