İnsan, tarih ve doğa bakımından son derece zengin olan Etiyopya birkaç seneden beri gitmeyi düşündüğüm ülkelerin başında geliyordu. Afrika’nın boynuzunda yerleşmiş, en eski Hıristiyan geleneklerini yaşatan bu ilginç ülkeyi mutlaka keşfetmek istiyordum. Nihayet bu sene Şubat ayında bunu gerçekleştirdim.
Etiyopya seyahati için iki haftalık bir süre ayırmıştım. Tabii ki bu süre Türkiye’den çok daha büyük bir yüzölçümüne sahip bu ülkenin her tarafını gezebilmek için yeterli değildi. Bu yüzden Etiyopya seyahatini iki aşamalı olarak düşündüm. Bu gidişimde sadece ülkenin dini tarihine ışık tutan kuzey kısmını gezecektim. Bir dahaki sefere ise Omo Vadisi olarak adlandırılan ülkenin güneyinde etnik kabilelerin yaşadığı köyleri ziyaret edecektim.
İki hafta sürecek seyahatin tümünü başkalarının aksine sadece karayoluyla yapmayı planladım. Yaklaşık 4 bin kilometrelik bu etap benim için bir hayli yorucu ve zor olsa da, geçeceğim yollarda, küçük yerleşim yerlerinde insanların yaşantılarına yakından tanıklık etmek benim için önemliydi. Bana göre bir ülkeyi esaslı bir şekilde keşfetmenin ve anlamının yolu da buradan geçiyordu. İşte böyle bir seyahati gerçekleştirebilmek için Etiyopya’daki bir seyahat acentesiyle önceden anlaştım. Bunun için bana 4×4 bir araç ve yolları çok iyi bilen ve bunun yanı sıra da İngilizceyi iyi konuşup anlayan bir şöför ayarladılar.
Seyahat rotamı şu şekilde belirlemiştim. Başkent Addis Ababa’yı gezdikten sonra, kuzeye doğru devam ederek önce Bahir Dar ve sonrasında Gondar, Simiens Mountains’ı gezerek, en kuzeydeki Aksum’a kadar ulaşacaktım. Ardından Tigray Vadisi’ndeki kiliseleri gezip güneye doğru inmeye başlayacaktım. Mekele ve Lalibela’dan sonra Kombolcha üzerinden tekrar Addis Ababa’ya geri dönecektim.
Genel Bilgiler :
*Eskiden “Köleler Ülkesi” anlamına gelen Habeşiştan adıyla anılırdı. Afrika’nın boynuzunda yer alan Etiyopya, kuzeyde Eritre, kuzeydoğusunda Djibuti, doğuda Somali, güneyde Kenya ve batıda ise Sudan ile çevrelenmiştir.
*105 milyonun üzerinde insanın yaşamını sürdürdüğü Etiyopya, Nijerya’nın ardından Afrika’nın en büyük ülkesi.
*1.104.300 km2 lik bir bir yüzölçümüne sahip.
*Başkent Addis Ababa.
*Diğer önemli kentleri arasında Mekele, Bahir Dar, Gondar, Aksum, Lalibela var.
*Ülkede konuşulan dil Amharik. İkinci dil olarak İngilizce konuşuluyor. Ayrıca ülkede 75 farklı dil ve 200’ün üzerinde lehçe var.
*Ülkede çok sayıda etnik grup var. Bunlar arasında Oromo %35 oranıyla Etiyopya’nın en kalabalık etnik grubu. Onu %27 ile Amhara izliyor.
*Nüfusun %60 kadarını Hıristiyanlar oluşturmaktadır. Bunların da çoğu Ortodoks. Burası Hırisyanlığın en güçlü yaşandığı ülkelerden biri. İkinci büyük dini grup ise %37’lik oranıyla Müslümanlar.
*Siyasi rejim Federal Parlamenter Cumhuriyet.
*Para Birimi Birr (ETB). 1 Euro = 35,53 / 1 USD = 32 Birr (2019 Aralık)
Kredi kartı bazı büyük otellerde kabul edilse de, yanınızda yeterince nakit para bulundurmalısınız. Çünkü birçok yerde kredi kartıyla ödeme yapılamıyor. Amerikan doları daha çok tercih ediliyor.
*Etiyopya’ya gitmeden önce bulunduğunuz ilin Seyahat Sağlık Merkezi’nden zorunlu olan sarıhumma aşısını yaptırın.
*Etiyopya’ya girmek için vize gerekli. 30 günlük vizeyi 52 USD karşılığında E-Visa olarak evisa.gov.et sitesini ziyaret ederek alabilirsiniz. Ya da Ankara’daki Etiyopya Elçiliği’nden 40 USD karşılığı, bazı evrakları teslim etmek suretiyle alabilirsiniz. Ama bu daha uğraştırıcı olur.
*Musluk suyunu kesinlikle kullanmayın; dişlerinizi fırçalarken bile. Otellerde odalara her gün kapalı şişe su bırakılıyor.
*Timkat, ülkenin en önemli dini festivalidir. 18-20 Ocak tarihlerinde kutlanır.
Etiyopya’ya Nasıl Gidilir :
Etiyopya’ya ulaşmanın en iyi yolu Türk Hava Yolları ile İstanbul’dan Addis Ababa’ya uçmaktır. İstanbul’dan direk uçuş 5 saat 15 dakika kadar sürüyor. Saat 19.25’de İstanbul’dan kalkan uçak, yerel saat itibariyle yaklaşık saat 00.45’de Addis Ababa’nın Bole Uluslararası Havalimanı’na varıyor. Havalimanı Addis Ababa’nın kent merkezinin 5 km güneydoğusunda yer almaktadır.
Bunun dışında tabii ki aktarma yaparak gidebileceğiniz Emirates gibi farklı havayolları da var. Onları da araştırabilirsiniz.
Etiyopya’ya Ne Zaman Gidilir :
Etiyopya’ya gitmek için en iyi dönem kış ayları. Yani Aralık–Şubat dönemi. Bu aynı zamanda yağışın olmadığı kuru dönem. Ayrıca hava çok sıcak değil. Hatta rakımın yüksek olduğu kuzeydeki Simien Mountains gibi yerlerde serin bile. Haziran-Eylül arasındaki yağışlı dönem Etiyopya’ya gitmek için uygun değil.
Etiyopya’ya gitmek için bir de İsa’nın vaftizi yıldönümünde gerçekleşen Timkat Festivali’ni dikkate alabilirsiniz. Bu festival her sene 18-20 Ocak tarihlerinde düzenlenir. Ülkenin en önemli dini festivali olan Timkat 3 gün sürer. Bu festival sırasında Lalibela ya da Gondar kentlerinden birinde bulunmanız doğru olur. Çünkü festival en iyi bu iki şehirde kutlanır.
Etiyopya Güvenli Bir Ülke mi :
Zaman zaman siyasi nitelikli bazı olaylar, protestolar olsa da, Etiyopya güvenli bir ülke. Hatta Afrika ülkeleri içinde bir sıralama yapacak olsam en güvenli ülkeler içine yerleştiririm. Sadece dikkatli ve temkinli olmak gerekiyor. Zaten bu durum dünyada gideceğiniz her ülke için geçerli.
Etiyopya’nın Ekonomisi :
Etiyopya dünyanın en fakir ülkelerinden biri. Ülke ekonomisi büyük ölçüde tarıma dayanıyor. Nüfusun yaklaşık %72’si bu sektörde çalışıyor ve kırsal kesimde yaşıyor. Mısır, arpa, teff, ghat, susam, kahve en çok üretilen ürünler arasındadır.
Kahve, Etiyopyalılar ve ülke ekonomisi için son derece önemli. Etiyopya Afrika’nın en çok kahve üretilen ülkesi. 15 milyon civarında kişi geçimini kahveden sağlıyor. Zaten kahve ilk kez Etiyopyalılar tarafından yetiştirilmiş ve daha sonra buradan Arap Yarımadası’na (Yemen’e) ve oradan da tüm dünyaya yayılmış.
Etiyopyalıların özen gösterdikleri bir kahve seremonileri var. Buna seyahatim sırasında bir iki restoranda tanıklık ettim. Önce kahve çekirdekleri küçük bir tavada kavruluyor. Ardından çekirdekler havanda ezilip demleniyor. Kahve pişirilip hazır hale geldikten sonra bir ibrikten küçük bardaklara servis ediliyor. Bu arada yanında da küçük bir kabın içinde tütsü yakılıyor.
Etiyopya, Afrika’nın en fazla canlı hayvan varlığına sahip ülkesi. Yollarda giderken koyun, keçi, sığır gibi gibi çok sayıda büyük baş ve küçük baş hayvanlara rastladım. Bazı yerlerde önünüze çıkan bu hayvanlar yüzünden, özellikle de kasaba ve şehirlere girildiğinde araç kullanmak bile zorlaşıyor.
Sanayi olarak tekstil sanayi gelişmiş ve ülke ekonomisinde önemli bir yer tutuyor.
Turizm ülkede giderek gelişiyor. Ama bu güzel ve ilginç ülke bugüne kadar çok fazla kişi tarafından hala keşfedilmiş değil. Bazı grupların ve benim gibi tek başına seyahat eden tek tük kişilerin dışında Lalibela hariç çok fazla turiste rastladığımı söyleyemem. Özellikle en fazla Fransız turist gözüme çarptı.
Etiyopya’nın Tarihi :
*Etiyopya’nın insanlık tarihinin en eski uygarlıklarından biri. 3 milyon yıllık olduğu söylenen “Lucy” adlı iskelet Addis Ababa Ulusal Müzesi’nden sergileniyor.
*Afrika’nın en eski krallığı olan Aksum Krallığı (MS.200-750) bu topraklarda doğmuş.
*MS.4 yüzyılda Aksum Kralı Ezana Hıristiyanlığı kabul etmiş. Etiyopyalılar Ermenilerin ardından dünyanın en eski Hıristiyan halkı kabul ediliyor.
*750’de Aksum Krallığı yıkıldı ve Etiyopya “Karanlık Çağa” girdi.
*1137’de Etiyopya’da İmparatorluk dönemi başladı. Lalibela’daki kiliseler bu tarihten itibaren 1270 yılına kadar olan dönem için inşa edildi.
*1636’da İmparator Fasilidas Gondar şehrini kurdu ve Gondar başkent oldu. Etiyopya’da “Altın Çağ” başladı.
*1889’da Yohannes’i izleyen İmparator II.Menelik İtalya ile dostluk antlaşması imzaladı. Buna göre Eritre’yi İtalya’ya verdi. Aynı yıl Addis Ababa kuruldu ve Etiyopya’nın yeni başkenti oldu.
*1896’da İmparator II.Menelik Adwa Savaşı’nda İtalyanlara büyük bir yenilgi tattırdı. Böylece iki ülke arasındaki dostluk antlaşması sona erdi ve İtalya Etiyopya’nın bağımsızlığını tanıdı.
*1930’da Etiyopya’da İmparator Haile Selassie dönemi başladı. İlk yazılı Anayasa ile İmparator Selassie tüm gücü eline geçirdi.
*1936’da İtalyanlar Etiyopya’yı istila etti ve Selassie ülkeden kaçmak zorunda kaldı.
*1941’de Etiyopya’da İtalyan işgali sona erdi. Haile Selassie tacına ve Etiyopya da bağımsızlığına kavuştu. Onu izleyen seneler içinde ülke hızla modernleşti, gelişti.
*1974’de halkın memnuniyetsizliği arttı. Protestoların ardından Derg ülkede sosyalist devletin kurulduğunu deklare etti.
*1975’de son imparator Haile Selassie hapiste hayatını kaybetti.
*1977-1978 yıllarında Derg Sosyalist Devleti tarafından rejim karşıtlarına şiddetli baskı uygulanması sonucu binlerce kişi hayatını kaybetti.
*1991-1993’de Derg isyancılar tarafından yenilgiye uğratıldı ve ülkede komünist dönem sona erdi.
*1995’de Federal Demokratik Etiyopya Cumhuriyeti ilan edildi. Seçimler oldu.
*1993’de Eritre Etiyopya’dan bağımsızlığını kazanıp ayrılınca, ülkenin de Kızıldeniz ile bağlantısı kesilmiş oldu.
Sonuçta Etiyopya Afrika Kıtası’nda sömürgeleştirilememiş tek ülkedir.
Etiyopya’da Yeme – İçme :
Ülke mutfağında yassı, mayalı, mayhoş bir tadı olan bir çeşit ekmekleri İnjera önemli bir yer tutuyor. Bu ekmeğin üzerine baharatlı etler (sığır, kuzu ya da tavuk olabilir), mercimek, soğan, ıspanak, havuç, lahana gibi sebzeler, nohut, fasulye gibi bakliyatlar koyuyorlar. Bunlarla ilgili çeşitli yemekler üretiyorlar.
En meşhur yemeklerinden biri de, körili bir mercimek yemeği olan Messer. Ülkede üretilen birçok bira var. Ama en çok tercih edileni Habesha. Bir diğer beğendiğim bira ise St.George oldu.
Aslında Etiyopya çok çeşitli yemekleri olan zengin bir mutfağa sahip bir ülke değil. Bu yüzden yemekler ve lezzetleri ile ilgili pek fazla beklentiniz olmasın. Sonuçta burası Etiyopya, Afrika’nın yoksul ülkelerinden biri. Önemli olan yediklerinize dikkat etmeniz. Ben kaldığım süre boyunca mide ve bağırsaklarımda bir sorun yaşamadım.
Restoran isimlerine ise gezdiğim şehirlerde yer verdim. Oradan bakabilirsiniz.