Tag

Zanzibar

Browsing

Stone Town’da dolu dolu geçen iki günün sonrasında, bir taksici ile anlaşıp Kendwa’ya doğru yola çıktık. Adanın kuzey batı kıyısındaki Kendwa, Stone Town’a 60 kilometre mesafede. Taksi bu mesafeyi yaklaşık 1 saatte alıyor. Ama bazen trafik yoğun olduğunda bu süre 15-20 dakika daha fazla sürebiliyor.

Zanzibar Adası’nın kıyı şeridinde denize girilebilecek çok güzel plajlar var. Kendwa, Nungwi, Matemwe, Jambiani, Pongwe bu plajların bulunduğu köylerin başında geliyor. Bunların her biri turkuaz mavisi denizi, bembeyaz kumsallarıyla adeta cennetten bir köşe. Bunların içinden Kendwa’yı tercih etmemizin nedeni, diğer sahillerde yaşanan gelgit olayının burada pek fazla yaşanmadığı ve adanın sürekli yüzülebilecek nadir plajlarından biri olmasıydı.

Zanzibar - 19.jpg

Adadaki ilk iki günümüzü, adanın tarihi ve kültürel merkezi olan başkent Stone Town’a ayırmıştık. Oteldeki kahvaltı sonrası, zaman kaybetmeden kenti keşfe çıktık. Stone Town’un dolambaçlı daracık sokaklarında bir süre dolaştık. Buradaki tarihi yapıların, taş evlerin pek çoğu 19. yüzyılda inşa edilmişti. Özellikle evlerin ahşap oyma kapıları dikkatimizi çekti. Bazıları o kadar güzeldi ki, sanki bir sanat eseriydi. Bazı kapılar restore edilmişken, bazıları hala geçmişin izlerini taşıyordu. Söylenildiğine göre Zanzibarlıların Umman ve Dubai’de birçok akrabası yaşıyormuş. Onların gerekli parayı temin etmesiyle, 1995’teki ekonomik liberalleşme rüzgarı sayesinde, 19. yüzyılda zengin tüccarlar tarafından inşa ettirilmiş evlerin bir kısmı restore edilerek kurtarılmış. Bazı evler ise otel ve restoranlara dönüşmüş. Ama ne yazık ki fakirliğe ve zamana yenik düşüp yıpranmış olan yapılar da mevcut. Günümüzde UNESCO’nun mali yardımıyla bazıları yeniden ayağa kaldırılmaya çalışılıyor.

Zanzibar - 1.jpg

Zanzibar - 2.jpg

Zanzibar - 4.jpg Zanzibar - 4A.jpg

Rengarenk giysileriyle dikkat çeken Müslüman kadınların hepsinin başları örtülüydü.  Fotoğraflarını çekmek istediğimde, yüzlerini kapatarak tepki gösteriyorlardı. Bu yüzden bazılarının fotoğrafını uzaktan zum yaparak çaktırmadan çekmek zorunda kaldım.

Zanzibar - 3.jpg Zanzibar - 3A.jpg

Stone Town’da Gezilecek Yerler :

 House of Wonders (Harikalar Evi)

 Kentin merkezindeki bu görkemli yapı, 1870-1888 yılları arasında hüküm sürmüş Umman Sultanı Bargash’ın rezidansıymış. Stone Town’un bu en büyük yapısı 1883’te denizin karşısında inşa edilmiş. Bir özelliği de, Zanzibar’da elektrik bağlanan ilk ev olmasıdır. Günümüzde Tarih ve Kültür Müzesi olarak hizmet veriyor.

Zanzibar - 5.jpg

Fort Arab (Arap Kalesi) :

Portekizliler’den sonra adanın hakimi olan Ummanlı Araplar, 1698-1701 yılları arasında buradaki Portekiz kilisesini yıkıp, bu kaleyi inşa ettiler. 19. yüzyılda kale hapishane olarak kullanıldı. Günümüzde ise epey harap durumda.

 Eski Hastane Binası  :

Stone Town’un en etkiliyici yapılarından biri. 1894’de inşa edilen bu güzel tarihi bina İsmaili tarikatından Hintli zengin bir tüccar olan Tharia tarafından inşa ettirilmiş. Kendisi sultanın finansman danışmanıymış ve Zanzibar’da köle ticaretini düzenlermiş. Farklı mimari üslupların karışımı olan bina, nane yeşili rengindeki ahşap oymalı zarif balkonlarıyla dikkat çekiyor. Günümüzde bazı ofisleri barındıran binayı girip ziyaret etmek mümkün. İkinci katında okyanus manzaralı bir kafe de bulunuyor.

Zanzibar - 6.jpg

Anglikan Kilisesi  :

1873’te kaldırılan son büyük köle pazarının olduğu yere inşa edilmiş olan kilise, hüzün veren bir yeri işgal ediyor. Ücretli olarak gezilebilen bu yerde, kilisenin yanı sıra bir diğer binanın bodrum katında kölelerin zincirlenmiş şekilde tutulduğu iki küçük nemli basık odayı, o dönemi anlatan fotoğraf ve açıklamaları görüyorsunuz. Ayrıca kilisenin sağ tarafında insanın içine dokunan, İsveçli Clara Sornas tarafından yapılmış bir heykel grubu var. Burada zincirlerle bağlanmış beş köle bir çukur içinde tasvir edilmiş. Burası Stone Town’da benim en etkilendiğim yer oldu; mutlaka gezilmesi gerektiğini düşünüyorum.

Zanzibar - 8.jpg Zanzibar - 7.jpg Zanzibar - 9.jpg

Palace Museum   :

Burası Ummanlı sultanların sarayı idi. 1880 yılından iktidarlarının sona erdiği 1964 yılına kadar burada ikamet etmişlerdir. Ummanlı sultanların idaresi altındaki dönemde, fildişi, baharat ve köle ticareti sayesinde, Zanzibar gerek diplomatik, gerekse ekonomik açıdan Doğu Afrika’nın diğer ülkelerinden ileriydi. Saray günümüzde 3 USD karşılığında gezilebilmektedir. Birinci katta Kabul Odası yer almaktadır. Buradaki ahşap verandadan güzel bir deniz manzarası hakimdir. İkinci katta ise sultanların özel daireleri bulunmaktadır.

Zanzibar - 10.jpg Zanzibar - 11.jpg

Bunların dışında Stone Town’da Ağa Han Kültür Merkezi, Pers Hamamları, Peace Memorial Museum görülebilecek diğer yerlerdir.

Stone Town’da Yeme – İçme  :

Bu tarihi kentte kalan kişinin, bir akşamını merkezdeki Frodhani Gardens’a (Night Food Market) ayırmasını öneririm. Her akşam seyyar satıcıların büyük bir lokantaya dönüştürdüğü liman yakınındaki bu park, birkaç yıl önce yenilenerek yürüyüş yolları, aydınlatmalar, oturulacak yerler yapılmış. Çeşitli yiyeceklerin satıldığı buradaki tezgahlardan önce yemek istediklerinizi seçiyorsunuz; daha sonra orada kendinize bir yer bulup yiyiyorsunuz.

Zanzibar - 12.jpg

Zanzibar - 13.jpg

Birçok restoranın menüsünde yer alan balık ve deniz mahsulleri Zanzibar’da çok yeniyor. Genelde ızgara yapılan balık, değişik soslarla hazırlanabiliyor. King fish, marlin, snapper gibi Hint Okyanusu’ndan yakalanan değişik türde lezzetli balıkları var.

Öğle yemeği yediğimiz , Kiponda Street üzerindeki House of Spices’ın gerek yemeklerini gerekse servisini çok başarılı bulduk. Denizi ürünleri ağırlıklı restoranda, siyah marlin balığıyla birlikte karışık denizi ürünleri kızartması tercih ettik. Ana yemek fiyatları 25000 – 30000 TSH arasında değişiyordu. Üzerine yediğimiz tatlıları da beğendik.

Zanzibar - 14.jpg

Stone Town’daki bir diğer önereceğim restoran, New Mkunazini Road adresindeki İtalyan restoranı La Taverna. Pasta ve pizzaları İtalya’yı aratmayacak kadar lezzetli. Fiyatlar 20000 – 22000 TSH civarında.

Mercury’s limanda, deniz kenarında hoş bir mekan. Hafta sonları sahnesinde ağırladığı gruplarla bu adada doğan Queen grubunun efsane solisti Freddie Mercury’nın anısını yaşatıyorlar.

Biz bu bar-restorana iki defa uğradık. İlkinde oturup bir şeyler içtik. Diğerinde ise öğle yemeği yedik. Yemekleri de çok lezzetliydi. Burada yediğim king fish daha önce yediklerimin en iyisiydi. Çalınan müzik te çok hoşumuza gitti.

Eğer gün batımında bir şeyler içip keyif yapmak istiyorsanız, Stone Town’da bu tip mekanlar fazlasıyla var. Bizim de tercih ettiğimiz The Swahili House bunlardan biri. Stone Town’un dar sokaklarından birinde otel olarak hizmet veren bu yerin çatısında restoran ve kafesi bulunuyor. Yukarıdan kenti ve gün batımı manzarasını seyretmek için ideal bir mekan.

Zanzibar - 15.jpg Zanzibar - 16.jpg

Bir de konakladığımız Tembo House Hotel’in yanındaki plajda Livingstone Beach Restaurant var. Yemek yemek için tavsiye etmesem de, gün batımında oturup bir şeyler içmek için ideal bir mekan.
Ananas, mango, papaya, hindistancevizi, muz gibi tropikal meyveler adada çok yeniyor.

Öteden beri hayallerimi süslüyordu Zanzibar Adası.Yıllar önce resimlerini gördüğümde çok etkilenmiş ve bu adaya gitmeyi kafama koymuştum. Ama araya başka seyahatlerin girmesi nedeniyle, bu hayalimi uzun bir süre ertelemek zorunda kalmıştım. Nihayet geçen sene eylül ayında eşim ve kızımla birlikte gitmeye karar verdim. Bunun için 13 günlük bir tur programı hazırladım. Bu programın içine sadece Zanzibar’ı değil, Kenya’yı da dahil ettim. Önce Kenya’nın dünyaca ünlü rezervi Masai Mara ile Nakuru Gölü çevresinde safari yapacak ve oradan Tanzanya’nın özerk bir bölgesi olan Zanzibar Adası’na geçecektik.

 THY’nın gerek Nairobi’ye, gerekse Darüsselam’a İstanbul’dan direkt seferi var. Ben biletlerimizi aylar öncesinden Nairobi gidiş, Darüsselam dönüş olarak satın aldım. Seyahat günü yaklaştığında Sarıhumma aşılarımızı İzmir Sağlık Merkezi’nden yaptırıp, aşı karnelerimizi aldık. Afrika’nın birçok ülkesi hijyen bakımından pek iyi durumda değil. Bu tip ülkelere seyahat edecek olanların sarı humma aşılarını gitmeden en az 10 gün önce yaptırmaları gerekiyor. Ayrıca sivrisineklere karşı sıtma hapı kullanmakta fayda var.

THY ile yaklaşık 6 saat süren bir uçuş sonrası vardığımız Kenya’nın başkenti Nairobi’deki şehir turunun ardından, anlaştığımız acente ile 5 gün süren safari programını gerçekleştirdik. Çok keyifli geçen safari sonrası, Nairobi havalimanından bindiğimiz Kenya Airways uçağı bizi Darüsselam’ın Julius Nyerere havalimanına ulaştırdı. Kenya’da olduğu gibi, Tanzanya’ya da gelince, havalimanında form doldurup, 50 USD ödeme yaparak vizelerimizi aldık. Ardından bindiğimiz Precision Air’e ait pervaneli küçük uçak bizi 20-25 dakika içinde Zanzibar Adası’na getirdi.

Havalimanından taksiyle adanın başkenti Stone Town’daki otelimize ulaşmamız 15 dakika kadar sürdü. Konaklayacağımız Stone Town’un merkezinde yer alan Tembo House Hotel, eski bir saraydan otele çevrilmiş. Burası zamanında zengin bir tüccarın rezidansıymış.

Yalnız otele geldiğimizde bir sürprizle karşılaştık. Bize ayırdıkları odayı beğenmemize rağmen, içerdeki nem kokusundan rahatsız olduk. Bu nedenle odamızın değiştirilmesini istedik. Ama tüm odalar dolu olunca, bu isteğimizi ancak bir sonraki gün yerine getirebileceklerini söylediler. Israr edince, hemen karşıdaki binada yer alan otele ait bir dairede eğer istersek kalabileceğimiz ifade edildi. İki odalı, iki banyolu ve Swahili tarzında mobilyalarla döşeli odayı görünce, hemen kabul ettik. Aslında bize ayrılan odaya göre, çok daha pahalı olan bu daire için fiyat farkı da ödemeyecektik. Bu bizim için bir şans olmuştu. Bir de işin ilginç yanı, tam karşımızdaki aynı tip dairede, yıllar önce Queen grubunun ünlü solisti Freddie Mercury kalmıştı. İsmi dairenin kapısına kazınmış olup, koridorda ona ait resimler vardı. Kendisinin Zanzibar doğumlu bir sanatçı olduğunu biliyordum; ama burada kalmış olabileceği aklımın ucundan geçmezdi. Lyon’da yıllar önce canlı konserini izlediğim ve çok sevdiğim rock grubunun bu unutulmaz solisti ile aynı yerde kalmak benim için güzel bir duyguydu.

Zanzibar - 1A.jpg

Zanzibar - 2A.jpg

Sabah kahvaltımızı otelin terasında plaja karşı yaptık. Kahvaltı bitimine doğru aniden sağanak yağmur indirdi. Aslında tropikal iklimin hakim olduğu bu adada kuru ve yağmurlu dönem olmak üzere iki sezon yaşanıyordu. Şu anda içinde bulunduğumuz eylül ayı, adayı ziyaret için en uygun aylardan birisiydi. Kuru dönemde olmamıza rağmen, bu tür kısa süreli sağanak yağışlara ara sıra rastlanabiliyordu.

Genel Bilgiler     :

* Hint Okyanusu’ndaki Zanzibar, iki farklı adadan oluşmaktadır. Zanzibar diye adlandırılan Unjuga Adası ve onun 50 km kadar kuzey doğusunda bulunan Pemba Adası. Buna çevredeki 50 kadar çok küçük adayı ekleyebiliriz.
*  Her iki adanın toplam nüfusu 1,4 milyon.
* Adanın başkenti Stone Town (Taş Şehir). 2000 yılından beri UNESCO’nun Dünya Mirası Listesi’nde.
* Zanzibar, Tanzanya Cumhuriyeti’ne bağlı özel bir bölge.
* Zanzibar Adası düz bir adadır; sadece adanın ortasında bazı tepeler görülür. Kuzeyden güneye uzunluğu 85 km olup; doğudan batıya ise 20-30 km kadardır.
* Ada nüfusunun %99’u Müslüman Sünni. Çok az sayıda da Hindu ve Hıristiyan nüfus var.
* Resmi dil Swahili. İngilizce ise en çok konuşulan yabancı dil.
* Para Birimi Tanzanya Şilini.  Amerikan doları en çok tercih edilen yabancı para.
1 Euro = 2680 TSH
1 USD = 2339 TSH    (Eylül 2017’de)
* Cep telefonu, bilgisayar gibi cihazları şarj etmek için adaptör kullanmak gerekiyor; çünkü adada İngiliz sistemi üçlü priz var.
* Vize havalimanında alınıyor. Bunun için ödenen ücret kişi başı 50 USD.
 * Türkiye ile saat farkı yok.
 * 73 yıl boyunca (1890-1863) yarı İngiliz sömürgesi olması nedeniyle, trafik soldan akıyor.

 Zanzibar Adası’na Nasıl Gidilir   :

Sadece Zanzibar Adası’na gitmeyi düşünenler, İstanbul’dan THY’nın direkt seferiyle bu adaya ulaşabilirler. Uçuş yaklaşık 7 saat sürüyor. Eğer bizim yaptığımız gibi, Kenya ya da başka bir Afrika ülkesinden buraya geçecekseniz, önce Darüsselam’a uçmanız; ardından buradan kalkan Precision Air, Coastal Aviation ya da Zan Air gibi havayollarından birinin uçağıyla adaya ulaşmanız gerekir. Uçuş süresi yaklaşık 20-25 dakika.

Daresselam’dan Zanzibar’a gitmek için bir diğer alternatif ise feribota binmek. Azam Marina şirketinin feribotu (Kilimanjaro-6) 2 saatte adaya ulaşıyor. VİP koltuk ücreti kişi başı 50 USD Rezervasyonu internetten yapabilirsiniz. Feribot terminali Darüsselam’ın Julius Nyerere havalimanına 12 km. mesafede. Bu da taksiyle trafik durumuna göre 30 ila 45 dakika arasında bir süre gerektiriyor.

 Zanzibar Adası’na Ne Zaman Gidilir  :

 Tropikal iklimin hakim olduğu adada, Mart-Mayıs dönemi yağmurlu olduğu için tavsiye edilmiyor. Ocak ve Şubat ayları ise kuru dönem olduğu halde çok sıcak geçiyor. Adaya seyahat için en iyi mevsim, Haziran’dan Ekim’e kadar olan dönem. Bu dönemde ortalama sıcaklık 30 derece dolaylarında.

 Zanzibar Adası’ndan Ne Alınır  :

Stone Town’un dar sokaklarında çok sayıda dükkan var. Buradan zevkinize uygun çeşitli hediyelikler bulabilirsiniz. Üzerleri süslü ahşap kutular, mumluklar, baharat sepetleri, magnetler, kokulu yağlar, sabunlar, parfümler satılanlar hediyeliklerden bazıları.

Zanzibar Halkı   :

Sıcak, samimi, iyi niyetli ve güleryüzlü insanlar. Karşılaştığınız çoğu kişi size gülümseyerek “jambo” yani merhaba diyor. Yoksulluklarına rağmen, hayata pozitif bakabilen, küçük şeylerle mutlu olabilen insanlar. Bir de telaşsız, rahat ve hiçbir şeyi sorun yapmayan insanlar. “Hakuna Matata” (boş ver gitsin, no problem) en çok duyduğumuz sözlerden biri oldu.

Zanzibar Adası’nın Tarihi  :

Zanzibar tarih boyunca birçok sömürgeciyi kendine çekmiş; Mısırlı, Hintli, Pers, Portekizli, Arap, Hollandalı, İngiliz gibi…Yüzyıllardır “Doğu Afrika’nın Kapısı” olmuş.
* Kentleşmenin başladığı 1530’lu yıllardan 17. yüzyıl sonuna kadar Portekizliler’in idaresi altındaki Swahili yöneticilerin denetiminde küçük bir şehir devleti olarak varlığını sürdürmüş.
*Portekizlilerin hakimiyeti Zanzibar’da 1698’e kadar sürmüş. Bu arada Ummanlı Arapların birçok saldırısına maruz kalmışlar. Sonunda Zanzibar’dan kovulup Mozambik’e gitmişler.
* Portekizliler’in yerine yerleşen Ummanlı Araplar, Zanzibar ve Doğu Afrika kıyılarının yeni patronu olmuş. 1698’ten itibaren Umman Sultanı Zanzibar’ı Mascat’taki sarayından yönetmeye başlamış. 1832’de ise Ummanlı sultan Seyyid Said, Allah’ın cennetini keşfettiğine inanarak başkentini Mascat’tan Zanzibar’a taşımış. Bu dönemde artan ekonomik zenginlik, başkent Stone Town’da cami, saray, ev, ticari yapı gibi birçok taş binanın yapılmasına yol açmış.
*Köle ticaretinin çok karlı olması, İslam dininin de bir müslümanın diğeri tarafından kullanılmasını yasakladığı için, Afrika Kıtası’ndan köle olarak zenciler getirilir. Böylece 19. yüzyıl boyunca her sene ortalama 8 bin köle Afrika Kıtası’nın ücra köşelerinden Zanzibar’ın yolunu tutar. Zanzibar o dönemde Afrika’nın doğu kapısı, köle ticaretinin de merkeziydi.
* 1800’lerin ortalarına gelindiğinde, iklime ve verimli topraklara olağanüstü uyum sağlayan baharatla adanın kaderi değişmiş ve Zanzibar dünyanın en büyük baharat üreticilerinden biri olmuştur. Bugün Zanzibar’da baharat turları düzenlenmektedir.
* Hümanist İskoç kaşif, doktor ve misyoner David Livingstone’un köleliğin kaldırılmasına yönelik çabalarının da etkisiyle, Umman Sultanı Bargash 1873’te köleliğin kaldırılmasına ilişkin kararnameyi imzalamıştır. Ancak köle ticareti resmi olarak 1897’de kalkmıştır. Hatta bu uygulamanın daha sonraki yıllarda da bir süre devam ettiği ve Zanzibar’ın dünya üzerinde köle pazarlarının kaldırıldığı son yer olduğu söylenir.
* İki kolonyal güç İngiltere ve Almanya arasında kalan ada, 1890’da yapılan anlaşma gereği İngiltere’nin koruyuculuğu altına girmiş ve bu durum bağımsızlığın kazanıldığı 10 Aralık 1963 tarihine kadar sürmüştür.
* 1964-1972 yılları arasında bağımsız Zanzibar Adası, havalimanına ismi verilmiş Abeid Karume tarafından yönetilmiştir.

error: