Etiyopya’nın başkenti Addis Ababa, 2400 metreye varan rakımıyla dünyanın en yüksek üçüncü başkenti konumunda. Aynı zamanda yaklaşık 6 milyona varan nüfusuyla ülkenin en büyük kenti. Kente gece yarısı vardıktan sonra, doğruca iki gece konaklayacağım otelime hareket ettim. Ertesi sabah ise toplam 13 gün birlikte olacağım şöförüm Sofonias ile Addis Ababa gezimize başladık. Bu tur sırasında Melaku adındaki kısa boylu, sempatik bir Etiyopyalı lokal rehber bize eşlik etti. 26-28 derece dolaylarında güneşli güzel bir hava vardı. Sabah biraz serin olsa da, öğleye doğru sıcaklık artıyor.

Kent 1889 yılında İmparator II.Menelik tarafından 2900 metre yüksekliğindeki Entoto Dağı yakınındaki tepede kurulmuş ve kurulmasının ardından ülkenin başkenti olmuş. İsmi “yeni çiçek” anlamına geliyor. Daha sonra Kraliçe Taitu tarafından seçilmiş şimdiki yerine taşınmış.

Addis Ababa büyük ve yaygın bir şehir. Bu yüzden gezerken bir yerden bir yere ulaşmada araç kullanmanız şart.
Kentin kuzeyindeki Piazza (İtalyanca’da meydan anlamına geliyor) semtinde İtalyan işgali sırasında yapılan bazı binalar olsa da, Addis Ababa’nın pek güzel bir şehir olduğunu söyleyemem. Geniş caddeleri, meydanları ile modern bir şehir görünümünde. Şehirde en görülmesi gereken yerler ise müzeler. Bir de Holy Trinity (Kutsal Teslis) ve Saint George Katedralleri var. Onun için bu şehre bir tam gün ayırmanız yeterli olacaktır.
Gezime şehrin ilk kurulduğu Entoto Tepesi’nden başladım. Ama burayı gezeceklere önerim bu tepeye gün batımına doğru çıkmalarıdır.  Çünkü sabah güneş karşıdan geldiği için, aşağıdaki Addis Ababa şehrinin fotoğraflarını tam istediğiniz gibi çekemeyebilirsiniz.

Gezilecek Yerler  :

*Entoto Tepesi   :

Şehrin kuzeyinde kalıyor. İmparator II. Menelik Addis Ababa’yı ilk bu tepede kurmuş. II.Menelik’in buradaki sarayı bugün bomboş. Açıkçası müze haline getirilebilirdi.
Yukarı çıkarken gördüğüm okaliptüs ağaçlarını II.Menelik Avusturalya’dan getirtmiş. Tepeden Addis Ababa’nın güzel bir panoramik görüntüsü hakim.

*Etnoloji Müzesi :

Bu müze Addis Ababa’ya gelenlerin ziyaret etmesi gereken yerlerin başında geliyor. Afrika’nın en güzel müzelerinden biri olarak kabul ediliyor. Müze 1975 yılında vefat eden son imparator Haile Selassie’nin Eski Sarayı içinde yer alıyor. Addis Ababa Üniversitesi kampüsü içindeki saray güzel bahçeler ve çeşmelerle çevrilmiş. 1929 yılında inşa edilmiş olan saray, 1963’de müzeye çevrilmiş. Haile Selassie ise kendine başka bir saray inşa ettirip oraya taşınmış.
Giriş holünde sarayın tarihine ilişkin küçük bir sergi bulunuyor. Müzeyi gezerken Etiyopya’nın çok zengin bir kültüre sahip olduğunu anlıyorsunuz. Sarayın odalarının yanı sıra, Haile Selassie’nin İtalyanlar tarafından eboni ve fildişinden yapılmış tahtını görüyorsunuz.
Müzeye giriş ücreti 100 Birr.
etiyopya - 2-Addis-Ababa *Ulusal Müze   :

Etnoloji Müzesi’nin ardından gittiğim kentin bu ikinci önemli müzesinde sergilenen eserler arasında hiç şüphesiz en önemlisi “Lucy” adı verilmiş 3,2 milyon yıllık insan fosili. Bu fosilleşmiş insan 1974 yılında Etiyopya’nın Afar bölgesinde keşfedilmiş. Ayrıca bu bölümde timsah, su aykırı fosillerini görüyorsunuz.
Üst katta art galeri var. Burada güzel resimler sergileniyor. Bir üst katta ise silahları, mücevherleri, müzik aletlerini, giysileri görebilirsiniz.
Müzeye giriş ücreti 100 Birr.
etiyopya - 3-Addis-Ababa*Holy Trinity Katedrali   :

Kentin en güzel yapılarından biri. Aynı zamanda Aksum’daki Sainte Mary of Zion’un ardından Etiyopya’nın ikinci önemli ibadet yeri. Katedralin içinde İmparator Haile Selassie ve eşinin Aksum stili granitten mezarları var.
Etiyopya’nın bu en büyük ortodoks kilisesi Haile Selassie tarafından 1941-1942 yılları arasında inşa ettirilmiş. Portekiz, Ermeni, Hint ve Grek mimarilerinden etkilenmiş. Ayrıca kilisenin ön cephesi dört melek ve dört İncil yazarının heykelleriyle süslü. İç kısımdaki önemli Etiyopyalı sanatçılara ait olan vitraylar çok güzel.
etiyopya - 4-Addis-Ababa etiyopya - 5-Addis-Ababa*St.George Katedrali     :

İmparator II.Menelik tarafından 1896’da İtalyanları Adwa’da büyük bir yenilgiye uğratmaları anısına yapılmış ve ülkenin aziz patronu, koruyucusu Aziz George’a adanmış. Neoklasik stildeki sekizgen formdaki katedral 1911 yılında tamamlanmış. İmparator Haile Selassie burada taç giymiş. Katedralin iç kısımdaki duvarları resimler ve mozaiklerle kaplı.
etiyopya - 6-Addis-Ababa*Yekatit 12 Anıtı  : 

Bu anıt, 1937’de Viceroy Graziani’nin hayatına kastedilmesine karşılık İtalyanlar tarafından işgal sırasında öldürülen binlerce masum Etiyopyalı anısına dikilmiş.
etiyopya - 7-Addis-AbabaBenim zamanım kalmadığı için gezemediğim Red Terror Müzesi, eğer zamanınız olursa gezmenizi önereceğim bir başka önemli müze. Burada İmparator Haile Selassie’nin iktidardan düşüşü sonrası, ülkede hakimiyeti ele olan komünist Derg rejiminin yaptığı katliamlara tanıklık ediliyor.

Addis Ababa’da Konaklama  :

Addis Ababa’da iki gece konakladığım Magnolia Hotel, trafik olmadığında havalimanına on dakika gibi bir mesafede. Oteli ve odamı beğendim. Gayet konforluydu. Sadece kahvaltısı zayıf. Zaten Etiyopya’da kalacağınız süre içinde otel kahvaltılarından pek fazla beklentiniz olmasın. Yumurta ve meyve (karpuz ve muz gibi)en çok tercih edebileceğiniz şeyler. Bu yüzden iyi ve sıkı bir kahvaltı yapmayı düşünenlerin yanında vakumlanmış peynir ve zeytin getirmelerini tavsiye ederim.

Addis Ababa’da Yeme – İçme  :

Etiyopya yemekler konusunda pek fazla beklenti içine girmemeniz gereken bir ülkeÖğle yemeğini rehberimin tavsiye ettiği Ulusal Müze yanındaki Lucy adlı bir lokantada yedim.
Yemeklerin lezzeti çok iyi olma da, idare eder nitelikteydi. Bir litrelik su ve habesha marka biranın her biri 30 Birr yani yaklaşık 1 USDS idi. Ana yemekler ise 150-220 Birr (5-7 USD)civarında.

Akşam yemek yediğim Fransız restoranı La Mandoline, Addis Ababa’nın en iyi restoranlarından biri. Burada Fransız spesialitelerinin tadına bakabilirsiniz. Otelim Magnolia’ya çok yakın mesafedeydi. Terası olan güzel bir mekan. Genelde turistler tercih ediyor. Yemeklerini başarılı bulduğumu söyleyebilirim.Bu yüzden öneriyorum. Etiyopya’da kaldığım iki haftalık süre boyunca en iyi yemek yediğim yerlerin başında geliyordu. Yalnız yemeklerin fiyatları diğer yerlere göre daha yüksek, 300 Birr (10 USD) civarında.

 

 

Write A Comment

error: