Volkanlar, buzullar, şelaleler, gayzerler, fiyordlar, jeotermal havuzlar ve ilginç doğa oluşumlarının yer aldığı İzlanda’yı hep merak eder dururdum. Diğer Avrupa ülkelerinden çok farklı bir doğaya sahip olduğunu düşünürdüm. İşte bu müthiş doğal ortamı yakından teneffüs edebilmem için, gidip yerinde görmem gerekirdi. Ben de öyle yaptım, biletimi aylar öncesinden satın aldım ve temmuz ayında İzlanda’nın yolunu tuttum. Bu seyahatte eşim ve kızım da bana eşlik ettiler.
Bu ülke her zaman doğaseverlerin, maceraperestlerin, gezginlerin ve fotoğraf meraklılarının ilgisini çekmiş, onlara ilham vermiştir. Nedeni de, bu tip insanların beklentilerini karşılayacak her şeye sahip olmasıdır. Ben de bir gezgin ve doğasever olarak bu ülkeye gidecek olmanın heyecanını öncesinden duymaya başlamıştım.
İzlanda’ya birkaç farklı yoldan ulaşmak mümkün olsa da; havayolu olarak Lufthansa’da karar kıldım. Önce Münih, ardından Düsseldorf üzerinden aktarmalı olarak lokal saat itibariyle 22.40’da başkent Reykjavik’in Keflavik havalimanına indik. Buradan otele ulaşmak için Flybus firmasının otobüsüyle önce BSI otobüs terminaline geldik. Daha sonra buradan kalkan bir minibüs bizi kentin merkezindeki kalacağımız apartman dairesinin önüne kadar bıraktı. Daha önce konuştuğumuz üzere, geç bir saatte geleceğimizden ev sahibi anahtarı paspas altına bırakmıştı. Bütün günümüz yollarda geçtiğinden bir hayli yorulmuştuk. Bu yüzden kendimizi evimize gelmiş gibi rahatlamış hissettik.
Genel Bilgiler :
* Atlas Okyanusu’nun kuzeyinde, Grönland’ın ( 350 km uzaklıkta) güneydoğusu ile Norveç ve Britanya Adaları arasındaki volkanik bir ada üzerinde kurulmuş. İzlanda’nın büyük bir bölümü volkanik olup, adadaki yanardağların bazıları halen aktiftir.
* İzlanda “Buz Ülkesi” anlamına gelmektedir.
* Yüzölçümü 103 bin km2. Ülkenin %52’si volkanik çöl ile (diken ve çalılar), %12’si buzullarla, %13’ü ormanlarla, %11’i soğumuş lav akıntılarıyla kaplıdır.
* Ülkede yaklaşık 330 bin kişi yaşamaktadır. Bunun %80 kadarı şehirlerde; özellikle de kıyı kesiminde ikamet etmektedir.
* Ülkenin resmi dili İzlandaca. Bu dil eski Norveç dilinin tarih boyunca değişime uğramış bir şekli. Ama bunun yanı sıra ülkede hemen hemen herkes İngilizce bilir ve konuşur.
* Halkın büyük çoğunluğu yaklaşık %95 kadarı Luther yanlısı Protestandır. Çok az da Katolik var.
* Ülkenin başkenti Reykjavik.
* Para Birimi İzlanda Kronu (ISK).
1 Euro = 155 ISK 1 USD = 144 ISK (2014’de)
1 Euro = 127 ISK 1 USD = 110 ISK (2018’de)
Birçok yer euro kabul ediyor. Kredi kartı her yerde geçiyor.
* Ülkeye giriş için Schengen vizesi gerekiyor.
* Ülkenin en yüksek noktası, adanın güneyindeki Havnnadalshjukur (2110 metre).
* Vatnajökull, 8500 km2 lik yüzölçümüyle Avrupa’nın en geniş buzulu. Ayrıca Antarktika ve Grönland’ın ardından dünyanın üçüncü büyük buzulu.
* En son volkan patlaması 2010 yılının Nisan ayında adanın güneyindeki Eyjafjallajökull’da (1666 metre) gerçekleşti. Bunun sonucunda benim gibi yolda olan birçok yolcunun Atalantik’in her iki tarafındaki uçuşları ertelendi.
* Ülkede 30 civarında aktif volkan var. Hekla, Katla, Laki, Eyjafalljökull en önemlileri.
* Ordusu olmayıp NATO üyesi olan tek ülke. İzlanda’nın savunması 1949’dan beri NATO tarafından sağlanıyor.
* Çeşme suyu içiliyor. Son derece temiz. Hatta İzlandalılar dünyanın içimi en güzel suyu olduğunu iddia ediyorlar. Gerçekten haklılar. Çünkü bu kadar ülke dolaştım ve tadı bu derece güzel olan bir çeşme suyu daha önce içmemiştim.
İzlanda’nın İklimi :
Kuzey Kutup çizgisine sadece 100 km uzaklıkta bulunan bir ülkede kışların çok soğuk geçtiği düşünülür. Oysa çok kuzeyde olmasına karşın İzlanda, Gulf Stream sıcak su akıntısı nedeniyle kışın aşırı soğuk yapmaz. Ortalama sıcaklık 0 derece dolaylarındadır. Sadece kuzey tarafları biraz daha soğuktur. İzlanda’da yazın sıcaklık 10 ile 17 dereceler arasında değişir.
Ülkede kışın olduğu gibi yazın da bazen yağışlar fazla olabiliyor. Bu yüzden yanınızda bir yağmurluk getirmeniz gerekir.
İzlanda’ya Nasıl Gidilir :
İzlanda’ya Türkiye’den direk uçuş bulunmamaktadır. Ancak bir ya da iki aktarma yaparak Norveç (Oslo), Finlandiya (Helsinki), Hollanda (Amsterdam), İngiltere (Londra) ya da İsveç (Stockholm) üzerinden gidilebilir. Ben 2014 yılında giderken Alman havayolu şirketi Lufthansa’yı tercih etmiştim. Önce İstanbul’dan Münih’e uçmuş; daha sonra ise Münih’ten Düsseldorf’a ve Düsseldorf’tan da Reykjavik’e uçarak toplam iki aktarma yapmıştım.
İzlanda’ya Ne Zaman Gidilir :
İzlanda’ya gitmek için en iyi ay Temmuz. Çünkü hem diğer aylara göre daha sıcak, hem de ülke kuzeyde olduğu için gündüzler uzun. Yalnız bazen kışın olduğu gibi yazın da sıkça yağışlar olabiliyor. Hem serin olması, hem de yağış olması ihtimalini göz önünde bulundurarak, yanınızda çok kalın olmayan bir mont, ya da bir yağmurluk getirmeniz gerekir. Örneğin biz gelmeden önceki hafta her gün yağışlıyken, bizim geldiğimiz günün ertesi yağmur kesilmiş ve güneş açmıştı. Kış ise hem daha soğuk ve yağışlı, hem de gecelerin uzun olması sebebiyle İzlanda’yı ziyaret etmek için uygun değildir.
İzlanda Tarihi :
* İzlanda ilk kez 871 yılında Norveçliler tarafından keşfedilmiş. Adaya ilk ayak basanlar da, 9 ve 10. yüzyıllarda Norveç’ten gelen Vikingler olmuş. İzlanda’ya “buz ülkesi” anlamına gelen adını onlar vermiş.
* Vikinglerin önderleri birleşerek 930 yılında parlamentonun ilk örneği sayılabilecek “Athing”i meydana getirirler. Daha sonra iç anlaşmazlıklar sonucu ada bağımsızlığını kaybederek, 1262’de Norveç’in egemenliğine girer.
* 14.yüzyılda Norveç’in Danimarka’ya bağlanmasıyla, İzlanda Danimarka’ın hakimiyetine girdi.
* 1551 yılında referandumla Protestanlığı kabul etti.
* II.Dünya Savaşı sırasında stratejik bir önem kazanan İzlanda’yı korumak bahanesiyle İngiltere tarafından işgal edildi.
* 1941’de yine ülkeyi savunma bahanesiyle bu sefer Amerikalılar burayı işgal ettiler.
* 1944’de halk oyuna sunulan yeni anayasa oylandıktan sonra, 17 Haziran 1944’de Cumhuriyet ilan edildi. Böylece İzlanda Danimarka’dan koparak bağımsız bir ülke olmuş oldu. Aynı yıl İzlanda’yı ilk tanıyan ülke Amerika Birleşik Devletleri oldu.
İzlanda Ekonomisi :
İzlanda topraklarının büyük bir kısmı tarıma elverişsiz. Zaten nüfusun sadece %8’i tarım sektöründe çalışmaktadır. Başlıca ürünleri patates, hayvan yemi ve şalgamdır. Buğday ve pirinç dışında ülke kendi kendine yeter durumdadır. Genelde tarım seralarda yapılır. Jeotermal ısıyla gerçekleştiği için seraların işletme maliyeti çok düşüktür. Seralarda her türlü sebze ve meyve yetiştirilebilmektedir.
Hayvancılık, ülkenin önemli bir geçim kaynağıdır. Topraklarının büyük bir bölümünün çayır olması buna etkendir. Yünden yapılmış çok sayıda kalite ürün mağazalarda satılmaktadır.
Turizm İzlanda’da giderek ivme kazanan bir sektör. İzlanda’yı ziyaret eden turist sayısı 700 bin civarında. Turistlerin çoğu İskandinavya ülkelerinden geliyor. Gezerken Fransız, İngiliz, Amerikalı, İspanyol, Hollandalı, Alman ve az sayıda İtalyan ve Türk turiste rastladım.
Nüfusun yaklaşık %75 kadarı hizmet sektöründe çalışırken, sanayi sektöründe çalışan sayısı %15 civarındadır. Ülkede balık konservesi, balık unu, et ve süt ürünleri, çimento, tekstil, ayakkabı fabrikaları vardır.
Avrupa’nın en düşük işsizlik oranlarından birine sahip ülkesi. Sadece balık tesislerinde çalışmak üzere gelen yabancı işçiler var. Onlar da bir sene sonra ülkelerine gönderiliyor ve yerlerine yenileri geliyormuş.
Balıkçılık ve balık mamulleri İzlanda ekonomisinin temelini teşkil etmektedir. Yıllık tutulan balık yaklaşık olarak 1,5 milyon tonun üzerindedir. Balıca balık türleri arasında başta morina (cod) ve ringa gelir. Ayrıca ırmaklardan, çaylardan alabalık ve somon tutulmaktadır. Özellikle kuzey kıyılarında balık avlama çok yaygındır.
Yer altı kaynakları bakımından oldukça fakirdir. Sadece alüminyum çıkarılmaktadır.
İzlanda jeotermal enerji bakımından çok zengin bir ülkedir. Jeotermal kaynaklardan elektrik enerjisi üretiliyor. Ülkedeki elektrik enerjisinin %23’ü jeotermal.
Ülke ihracatının %80’ini balık ürünleri, balık konservesi, tuzlanmış ve dondurulmuş balık, alüminyum ve gübre oluşturur. Buna karşın çeşitli makineler, petrol ürünleri, kimyevi maddeler, ilaç ve gıda ürünleri ithal eder.
İzlanda’da Alışveriş :
Ülkenin yün ürünleri çok kaliteli. Özellikle başkent Reykjavik’teki birçok mağazada yünden yapılmış bere, eldiven, çorap, kazak bulmak mümkün. Buradan alınabilecek en iyi şeylerin başında İzlanda koyunlarının yünüyle örülmüş kazaklar geliyor. Yalnız fiyatlar oldukça yüksek. Ayrıca lav taşından yapılma kolye, bilezik, küpe gibi takıları satan mağazalar da var.
İzlanda’da Yeme-İçme :
Her ada ülkesinde olduğu gibi, İzlanda’da da deniz ürünleri ve balık çok yeniyor. Özellikle İzlandalıların “cod fish” diye adlandırdığı morina balığı her menüde karşınıza çıkıyor. Ayrıca burada balinanın tadına bakabilirsiniz. Kırmızı eti olan ve diğer balıklardan oldukça farklı bir lezzete sahip bu balığın tadını seven de var, sevmeyen de. Bunun yanı sıra somon ve karides çok tercih ediliyor. Fish & Chips adı altında hizmet veren restoranlarda bu balıkların tadına bakmak mümkün.
İzlanda mutfağının vazgeçilmezlerinden biri de çorba. En geleneksel çorbaları kuzu eti ve sebzelerle yaptıkları Lamp Soup. Ayrıca lobster çorbası, mantar çorbası, domates çorbası, karnabahar çorbası gibi değişik çorbaları var.
Sebzelerden en çok patates yeniyor. Bunu lahana, havuç, pancar, domates gibi sebzeler takip ediyor.
Kuzu ve koyun etinin yanı sıra at eti ve kutup martısı olarak bilinen puffin etiyle yapılan yemekler de İzlanda mutfağında yer alıyor.
Et yemekleri genelde pahalı. Restoranına göre 20-35 USD arasında değişen fiyatlar var. Geleneksel yemeklerin yapıldığı restoranların dışında, özellikle Reykjavik, Akureyri gibi büyük şehirlerde İtalyan restoranlarına da rastlıyorsunuz.
İzlanda’nın en çok içilen birası Gull. Ayrıca Viking Classic adlı kırmızımtrak biranın tadıda çok güzel.
İzlanda Hakkında Bilinmesi Gerekenler :
* İzlanda’da kadınlar evlendiklerinde kocalarının soyadını almıyor; kendi soyadlarını devam ettiriyor.
* Viking soyundan gelen İzlandalılar kendilerine güvenen, güçlü, kararlı ve cesur kişiler.
* İnsanları dost canlısı. Konuşkan, sıcak kanlı, samimi, yardımsever, alçakgönüllü, iyi niyetli kişiler.
* Fiyatların yüksek olduğu, pahalı bir ülke. Norveç’ten sonra Avrupa’nın en pahalı ülkelerinden biri olduğunu söyleyebilirim.
* Dünyada en yüksek internet kullanım oranına sahip ülke.
* Dünyada eşcinsel evliliğin yasal hale geldiği ilk ülke; 2010 yılında.
* Ordusu olmayan ülke.