Bugüne kadar yapmış olduğum seyahatlerimi hep kendim organize ettim. Cezayir turla gittiğim nadir ülkelerden biri oldu. Bundan üç yıl önce bir arkadaşımla gitmek için bir girişimim olmuş ama turistik vize almakta yaşadığım zorluktan ötürü vazgeçmek zorunda kalmıştım. Çok sevdiğim ve seyahatlerde son derece deneyimli bir abim olan Atilla Ege’nin, Cezayir’e tur yapacağını duyunca onun grubuna katılmaya karar verdim. Özellikle UNESCO dünya miraslarını gezmeyi amaç edinmiş gezginlerin meydana getirdiği 16 kişilik iyi bir grup oluşmuştu. Gezmeyi benim gibi bir yaşam tarzı haline getirmiş ve hakkını vererek bilinçli gezen bu insanları tanımak ve onlarla birlikte bu turu yapmak benim için keyifli olacaktı.
Tüm hazırlıkları tamamlandıktan sonra THY’nın seferiyle 24 Nisan günü ülkeyle aynı adı taşıyan başkent Cezayir’e doğru yola çıktık. Yaklaşık 3 saat 30 dakika süren bir yolculuk sonrası Cezayir’in Houari Boumediene Havalimanı’na ulaştık. 10 gün sürecek olan bu turumuz sırasında altı dünya mirasının yanı sıra, başkent Cezayir’den başlayarak ülkenin birçok güzel yerini keşfedecektik. Açıkça söylemek gerekirse, turizmde emekleme dönemini yaşayan ve bugüne kadar sahip olduğu güzellikleri bir türlü dünyaya sunamamış olan Cezayir’i keşfetmek benim için heyecan verici ve ilginç olacaktı.
Genel Bilgiler :
* Cezayir batıda Fas ve Batı Sahra, doğuda Libya ve Tunus, güneyde Nijer, Mali ve Moritanya, kuzeyde ise Akdeniz ile çevrilidir.
* 2.3871.741 km2 lik yüzölçümü ile Afrika’nın en büyük, dünyanın ise 11. büyük ülkesi.
* 2018 verilerine göre nüfusu 42 milyon civarındadır. Bu nüfusun %90 gibi büyük bir kısmı ülkenin kuzeydeki kıyı kesiminde yaşamaktadır.
* Başkent Cezayir (Fransızca’da Alger – Arapça’da El Dejezair diye söyleniyor)
* Oran – Constantine – Annaba – Batna – Sétif – Tlemcen diğer önemli şehirleri.
* Ülke 48 vilayete bölünmüş.
* Nüfusun % 99’u Müslüman, %1 diğer dinlerden.
* Ülkenin resmi dili Arapça. Ama eski Fransız sömürgesi olan bu ülkede halkın büyük kesimi Fransızca konuşabilmektedir. Ayrıca Fransızca ticari ve idari anlaşmalarda kullanılmaktadır.
* Para birimi Cezayir Dinarı (DA). Bankaların ve otellerin uyguladığı kur daha düşük. Acente sahibi ihtiyacımız olan dövizi bize daha iyi bir kurdan verdi. 1 Euro için 150 DA, 1 USD için 130 DA ödedi. Sokakta para bozanlar bunun da üzerinde bir kur veriyorlar.
* Ülke topraklarının %80 kadarı çölle kaplı.
*Türkiye’den 2 saat geride.
* Ülkede iklimsel özellikler farklılık gösterir. Kuzeyde Akdeniz kıyısında Akdeniz iklimi görülürken, kuzeydeki dağlarda daha serin bir hava hakimdir. Güneyde ise çöl iklimi görülür. Gece ile gündüz arasındaki sıcaklık farkı yüksektir.
Cezayir’e Ne Zaman Gidilir :
Farklı iklimsel özellikler gösteren Cezayir’in birçok yerini gezmek istiyorsanız, bu ülkeye gitmek için en iyi dönemin 15 Nisan – 15 Mayıs ya da 15 Eylül – 31 Ekim tarihleri olduğunu söyleyebilirim. Ben de bu sene 24 Nisan – 03 Mayıs tarihleri arasında oradaydım ve gezmek için ideal bir hava vardı.
Cezayir’e Nasıl Gidilir :
Eğer İstanbul’dan ülkenin başkenti Cezayir’e ya da Oran ve Constantine gibi büyük şehirlerden birine direk uçmak istiyorsanız, THY’ını (Turkish Airlines) tercih edebilirsiniz Uçuş süresi yaklaşık 3 saat 30 dakikadır. Bilet fiyatları gidiş-dönüş olarak 3400 YTL civarında. Gerçi diğer havayollarına göre biraz pahalı ama gayet konforlu ve rahat bir uçuş.
Eğer daha uygun bir fiyata, aktarmalı olarak uçmak isterseniz, o zaman Air Algerie – Alitalia – Atlas Global ve Lufthansa gibi alternatifleri de göz önünde bulundurabilirsiniz. Bu arada Air Algerie’nin (Cezayir Havayolları) Oran şehrine de direk seferi olduğunu duymuştum.
Cezayir’e Vize Nasıl Alınır :
Umumi yani bordo pasaportu olanların Cezayir’e girebilmesi için Ankara’daki Cezayir Elçiliği’nden vize almaları gerekiyor. 30 günlük turistik vizeyi 40 Euro karşılığında bir iki gün içinde veriyorlar. Ama vizeyi almak hiç te kolay değil. Aslında istenen evraklar fazla değil. Uçak ve otel rezervasyonu, doldurulan bir form, iki fotoğraf, seyahat sigortası gibi kolay temin edilebilecek evraklar. Ama bunlar vizeyi alabilmeniz için yeterli olmuyor. Cezayir’den resmi bir davetiye getirmeniz gerekiyor. Eğer orada yaşayan bir tanıdığınız yoksa, o zaman oradaki bir tur operatörü ile bir gezi programı üzerine anlaşıp, onun vasıtasıyla resmi bir davetiye getirtebilirsiniz. Diğer alternatif ise Türkiye’den Cezayir’e tur düzenleyen bir acentenin turuna katılmak olacaktır. O zaman bu sorunu sizin yerine onlar halleder.
Cezayir’deki Turizm Acentesi :
Cezayir’deki 10 günlük turu düzenleyen turizm ve seyahat acentesi Sara Voyages idi. Merkezi Guelma şehrindeki acentenin organizasyonundan ve bize karşı gösterdikleri ilgiden tüm grup olarak çok memnun kaldık. Acente sahibinin oğulları Mohammed ve Abdülkadir tur boyunca bizimle birlikteydiler ve bizim rahat edebilmemiz için gereken gayret ve ilgiyi gösterdiler. Cezayir’e gidecek gezginlere bu acente ile bağlantı kurmalarını öneririm.
E-Mail : saravoyages@hotmail.com
Cezayir’in Tarihi :
*Tarih boyunca istilalara maruz kalan Cezayir’e ilk yerleşen yabancılar MÖ1000’li yıllarda denizci ve tüccar bir kavim olan Fenikeliler olmuş.
*MÖ.814 yılında bir Fenike kolonisi olan Sur kentinden göç edenler tarafından kurulmuş bir Kartaca egemenliğini görmekteyiz.
*MÖ.145 yılında Kartacıları mağlup eden Romalılar Cezayir topraklarını ele geçirerek burada hakimiyet kurdular.
* MS.429 yılında Vandal istilasıyla Roma İmparatorluğu’nun buradaki egemenliği sona erdi.
* 7 yüzyılda Arap saldırılarına maruz kalan Cezayir’in Müslüman olması da bu dönemden itibaren gerçekleşmiş.
*1534-1830 yılları arasında Cezayir’de Osmanlı hakimiyetini görmekteyiz. Bugün de Osmanlı’nın izleri camilerde ve müze haline getirilmiş eski saraylarda görülmektedir.
*1832’den itibaren ülke topraklarını ele geçirmeye başlayan Fransızların tüm ülkeye hakim olmaları onbeş yılı aşkın bir süreyi almış. Cezayir 1962’ye kadar Fransız sömürgesi olarak kalmış.
*1954-1962 yılları arasında Fransa’ya karşı girişilen bağımsızlık mücadelesi sırasında 1 milyondan fazla Cezayirlinin hayatını kaybettiği söylenir.
* 5 Temmuz 1962’de Cezayir bağımsızlığını kazanmış. Böylece Cezayir Demokratik Halk Cumhuriyeti kurulmuş.
*1992-1995 yılları arasında Cezayir’de yaşanan iç savaş ve terör olayları ülkeye büyük zarar vermiş.
*2000’li yıllara gelindiğinde ülke güvenliği ve huzuru yeniden sağlanmış olsa da, zaman zaman hükümeti protesto eden gösteriler, ekonomik kriz devam etmektedir.
Cezayir’in Ekonomisi :
Cezayir gelişmekte olan bir ülke. En büyük gelir kaynağı da petrol . Bunun yanı sıra doğal gaz rezervinde de dünyanın en zengin ülkelerinden biri.
Her ne kadar topraklarının büyük kısmı çöl olsa da, tarımsal ürünler de ekonomisinde önemli bir yer tutuyor. Buğday, arpa, çavdar, üzüm, zeytin, narenciye, hurma, havuç ve marul gibi çeşitli sebzeler yetiştirilmektedir.
Başlıca sanayi ürünleri arasında petrokimya ürünlerini, hafif sanayi ürünlerini ve paketlenmiş gıda ürünlerini (hurma gibi) sayabiliriz.
Günümüzde Cezayir ekonomisi ağırlıklı olarak petrol ve tarıma dayalı olsa da, ülke aslında büyük bir turizm potansiyeline sahip. Burada Djemila, Timgad ve Tipasa başta olmak üzere iyi korunmuş Roma kentleri var. Ayrıca başkent Cezayir başta olmak üzere, Oran ve Constantin gibi büyük şehirleri de görülmeye değer güzellikte. UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan çöldeki M’Zab Vadisi son derece ilginç ve farklı bir bölge. Kısacası bu ülke gerek tarihsel değerleri, gerekse sahip olduğu doğal güzellikleriyle turizmde çok daha fazlasını hak ediyor. Ama ne yazık ki gözlemlediğim kadarıyla günümüzde turistler tarafından ülkeye gösterilen ilgi son derece az. Eğer gerekli tanıtım yapılır ve ülke kapılarını giderek dışa açarsa, gelecek yıllarda Cezayir’e çok daha fazla turist geleceğinden hiç şüphem yok.
Cezayir Güvenli mi ? :
Cezayir’de zaman zaman hükümeti protesto eden bazı sokak gösterileri olsa da, bazı hırsızlık ve gasp olaylarına rastlansa da, güvenli bir ülke olduğunu söyleyebilirim. Bu tip olaylar dünyanın birçok ülkesinde yaşanabiliyor. Bu yüzden pek kafaya takmaya gerek yok. Sadece dikkatli ve temkinli olmak yeterli.
Biz grup olarak gittiğimizden her zaman polis eskortu eşliğinde gezdik. Herhangi kötü ya da bize rahatsızlık verecek bir olayla karşılaşmadık. Gittiğimiz her yerde de Cezayir halkından gereken ilgi ve saygıyı gördük. Polis eskortu olmasının sebebi, yeni yeni gelişmeye başlayan turizm sektöründe, turiste verdikleri önemden kaynaklanıyor. Turistin en güvenli ve en rahat bir şekilde seyahat etmesini sağlama gayreti içindeler.
Yalnız gidecek gezginler başkent Cezayir, Constantine, Oran gibi büyük şehirlerde rahatlıkla gezebilirler. Yalnız iç kısımlara ve küçük yerleşim bölgelerine gidecek olurlarsa, Cezayir’deki bir acentenin organize edeceği bir tura katılmalarını öneririm
Cezayir’de Alışveriş :
Cezayir’den alınabilecek hediyeliklerin başında hurma geliyor. Gerçekten hurmaları oldukça lezzetli. Hatta Cezayirliler en iyi hurmanın kendi ülkelerinde üretildiği iddiasındalar. Buradaki rehberimden öğrendiğim bir şey de, yağışın az olduğu yerde yetişen hurmanın daha lezzetli olduğuydu.
Halı, kilim ve çeşitli tekstil ürünleri gibi şeyler yine buradaki dükkanlarda gördüğüm şeylerden bazıları.
Cezayir’de Yeme – İçme :
Cezayir mutfağının Fas ve Tunus gibi komşu ülke mutfaklarıyla benzerlik gösterdiğini söyleyebilirim. Ülkede en çok et yeniyor. Bunların başında da koyun, sığır ve tavuk eti geliyor.
Akdeniz kıyısındaki kentlerde taze balık yiyebileceğiniz iyi restoranlar var. Tipasa’da yediğim balık ve karides çok lezzetliydi.
Cezayir’in en önemli spesialitelerinden biri Şakşuka (Chakchouka). Et (koyun ya da yerine göre tavuk eti) ve patates, havuç, kabak gibi sebzelerle birlikte servis edilen kuskus Cezayir’in bir diğer spesialitesi.